Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet Murat Seyrek

Psikoloji Sözlüğü yazarı
Yazar
6.0/10
9 Kişi
27
Okunma
1
Beğeni
736
Görüntülenme

En Eski Ahmet Murat Seyrek Gönderileri

En Eski Ahmet Murat Seyrek kitaplarını, en eski Ahmet Murat Seyrek sözleri ve alıntılarını, en eski Ahmet Murat Seyrek yazarlarını, en eski Ahmet Murat Seyrek yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ara Verme Etkisi
Öğrenmenin zamana yayıldığında daha iyi olması olgusudur. Sıkıştırılmış sunun yerine aralıklı sunumun tercih edilmesidir. Pratik olarak bu etki ''tıkanma'' denebilecek (yoğun ve son dakika) sınav gecesi çalışmasının uzun bir zaman çerçevesinde aralıklı çalışmak kadar kadar etkili olmayacağını öne sürer, öğreneni zorlar, ancak uzun süreçte daha iyi öğrenme sağlar. Bu etki ilk olarak Hermann Ebbinghaus tarafından tanımlanmıştır. 1885'te ayrıntılı olarak Bellek: Deneysel Psikolojiye Bir Katkı kitabında incelenmiştir. Bu tespit bellek ile ilgili hatırlama , tanıma ve frekans tahmini gibi bir çok çalışmada konu edilmiştir. Araştırmacılar ara verme etkisine çok sayıda açıklama getirmiş ve hatırlamaya yardımcı olduğunu ifade etmişlerdir.
Sayfa 21 - Yediveren YayınlarıKitabı okudu
Deliryum
Bilinçlilik halinin bir oranda bozulması ile karakterize, akut bir ruhsal bozukluktur. Genellikle halüsinasyon ve yanılsama, uygunsuz, mantıksız davranışlarla birlikte seyreder. Bir anlamda bilinç bulanıklığı söz konusudur. Genellikle kalıcı bir hastalık değildir. Tek bir hastalık olmaktan ziyade, değişik bir çok sebebin ortaya çıkardığı bir bozukluktur. Deliryumda yönelim bozulur. Yani kişi, içinde bulunduğu zamanı, yeri, kişileri karıştırır. Babasını tanımayabilir veya tanımadığı birisini babasını sanabilir. Hastanedeyken kendini evde zannedebilir. Halüsinasyonların muhtevası genellikle korkutucudur. Yanılsamalar sıktır. Duvarda asılı duran bir hayvan resmini canlanmış, kendine saldıran bir yaratık olarak görebilir.
Sayfa 51 - Yediveren YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Gerascofobi
Yaşlanma ya da yaşlanmanın kalıcılığına karşı olan anormal korkudur. Genellikle belirli fobiler altında sınıflandırılan, tek bir spesifik panik tetiklemesinden korkulan bir klinik fobidir. Gerascofobi, yalnız kalan, kimsesiz ve kendine bakamayacak kişilerin endişelerine dayanabilir. Fobiye sahip kişiler genç ve sağlıklı olabilir. Semptomlar, geleceğe dair korkuyu ve günlük işlevleri yerine getirmek için başkalarına güvenme ihtiyacı duygusunu içerir.
Sayfa 77 - Yediveren YayınlarıKitabı okudu
Böbürlenme
Kişinin yaptığı işlerle karşışındaki insanlara üstünlük taslamasıdır. Bu kavram kibir ile aynı anlamda kullanılabilir. Çoğu zaman kisinin üstünlük kompleksi kendisini aşırı şekilde övmesi, kendini diger insanlardan üstün görmesine yol açar. Eğer kişide üstünlük kompleksi veya aşağılık kompleksi gibi psikolojok durumlar yoksa üstünlük taslama ihtimali azalır. Ancak bu her böbürlenen kişinin psikolojik rahatsızlığı olduğunu göstermez. Kişinin psikolojik rahatsızlığın olup olmadığını belirlemek içinse onun geçmişine inmek gerekebilir.
Çatışma
Kişiler arası ilişkierin özel bir durumu olan çatışma, çok farklı nedenlerden kaynaklanabilecek bir gerilim durumudur. Bu durum, anlaşmazlık, uzlaşmazlık, bağdaşmazlık, uyumsuzluk, tartışma, kavga gibi durumlarla ilişkilendirilebilir. Kişilerin veya grupların birbirinden beklentilerinin uyuşmazlığı, amaç ve hedeflerdeki farklılıklar, davranış ve tutum farklılıkları, iletişim bozuklukları ve benzeri nedenler çatışmaya neden olabilir.
Sayfa 45 - Yediveren YayınlarıKitabı okudu
Çekingen Kişilik Bozukluğu
Temel niteliği sosyal rahatsızlık, eleştiri ve reddedilmeye karşı aşırı hassasiyet, çekingenlik, ürkeklik ve utangaçlıktır. Eleştiriyle çabuk incinirler. Onaylanmama önemli ölçüde ruhsal travma etkisi yapar. Sevildiklerinden emin olmak isterler. Alay konusu olacağı korkusuyla yaşarlar. Başkalarıyla, toplumla ilişkileri kısıtlı, iletişimleri sağlıksız ve devamsızdır.
Sayfa 46 - Yediveren YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çevresel Psikoloji
Psikolojinin çevre ve insan davranışları arasındaki ilişkilerini inceleyen alt alanıdır. Hem çevre koşullarının insan davranışlarına etkisini hem de insanlarının çesitli eylemlerinin sosyal ve fiziksel çevreye etkisini inceler. Söz konusu olan çevre bir mahalle, ev, ofis, fabrika, okul, çocuk parkı ya da bir sokak olabilir. Psikolojinin diğer alt dalları (sosyal psikoloji, bilişsel psikoloji, okul psikolojisi gibi) ve psikoloji dışıdaki uazmanlık alanları (mimarlık, mühendisĺik, çevre bilimi, eğitim bilimleri, ergonimi, soyoloji, antropoloji gibi) çevresel psikolojinin gelişimine katkıda bulunurlar.
Sayfa 46 - Yediveren YayınlarıKitabı okudu
Hastalık Hastalığı ya da Hipokondriasis
Bedende bir bozukluk olmadığı halde devamlı hastalık endişeleri ve çeşitli bedeni şikayetlerle kendini gösteren rahatsızlıktır. Bu kişiler hastalık hastası olarak bilinirler. Hipokondriasiste temelde yatan bozukluk, anksiyete ve kaygıdır. Bunların kaynağı kişinin ilişkilerine, hayat şartlarına bağlıdır. Ancak bu sıkıntılar bedene aktarılmış ve bedenî hastalık uğraşlarına dönüştürülmüştür. Genç yaşlarda başlamakla birlikte 40-60 arasında sık görülür. Kadında ve erkekte aynı orandadır.
Sayfa 87 - Yediveren YayınlarıKitabı okudu
Ganser Sendromu
Bir tür sahte hastalık (yapay bozukluk) olup kişinin hasta olmasa dahi sanki fizksel ya da sinirsel bir bozukluğu varmış gibi yaptığı ruhsal bir hastalıktır. Ganser sendromuna sahip kişiler, sizofreni gibi sinirsel bir hastalığın davranışlarını taklit ederler. Ganser sendromu, bazen 'hapishane ruh hastalığı' adıyla anılır, çünkü ilk gözlemin yapıldığı kişiler mahkümlardir. Sahte hastalığı olan kişilerin böyle davranmasınn nedeni, örneğin; maddi bir kazanç elde edememesi gibi belirgin bir hedefe ulaşamama sonucu hasta ya da yaralı görülmeye olan içsel ihtiyaçtır. Sevgi ve anlayışla gerçekten hasta insanlara gösterilen özel ilgiyi kazanmak uğruna acı verici ya da riskli test veya ameliyat yapılması konusu da istekli olabilirler. Düzmece hastalıklar sinirsel hastalık olarak kabul edilir, çünkü ciddi duygusal zorluklarla bağlantılıdır.
Sayfa 75 - Yediveren YayınlarıKitabı okudu
Gündüz Düşü
Uyanık durumda kişinin kafasında yaşattığı, içerisinde çeşitli düşüncelerin, isteklerin, hayallerin ve çevresel gerçek olayların birbirine karıştığı canlı hayallerdir. Düşteki gibi simgesel olarak dışa vurulmayan hayaller, tamamen gerçeklik içinde, tüm çıplaklığıyla görülür. Örneğin bir kişi düşmanını nasıl öldürdüğünü ya da bir konuşma sırasında dinleyicilerin onu ayakta alkışladığını hayallerinde yaşatabilir. Gelecekte olayları önceleyen istekleri özel bir güçle donatabildiğinden, yaşamın şekillendirmesine olumlu katkıda bulunur. Kişinin istekleri bu hayallerde bütün çıplaklığıyla kendini belli eder, düşlerdeki gibi simgesel değil, gerçeklik çerçevesinde görülür. Sigmund Freud'un ''Düşlerin Yorumu'' adlı eserinde bu konu üzerinde de hayli durulmuştur.
Sayfa 84 - Yediveren YayınlarıKitabı okudu
83 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.