8.3/10
60 Kişi
221
Okunma
2
Beğeni
1.478
Görüntülenme

En Beğenilen Ahmet Önal Gönderileri

En Beğenilen Ahmet Önal kitaplarını, en beğenilen Ahmet Önal sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Ahmet Önal yazarlarını, en beğenilen Ahmet Önal yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cinayeti işlemekle görevli pehlivanlar Cumartesi'yi Pazar'a bağlayan geceyi karakolda geçirdikten sonra sabaha karşı Fahri Bey tarafından Feriye Sarayı'na alınmışlardı. Saraya girerken Fahri Bey, Yozgatlı Mustafa Pehlivan'a beyaz saplı keskin bir çakı vermişdi. Reyhan ve Rakım isminde iki harem ağası da etrafı kolluyordu. Katiller odaya girince Fahri Bey, Sultan Abdülaziz 'in şaşırmasından istifade ederek üzerine atılmış ve kollarını arkadan tutmuştu. Cezayirli Mustafa ve Boyabatlı Mehmet de Sultan Abdülaziz' in dizlerine oturmuşlardı. Bu sırada Yozgatlı Mustafa Pehlivan elindeki çakı ile padişahın ilk önce sol kolunu, daha sonra sağ kolunun damarlarını kesmişti. İşlerini bitiren katiller kapıdan çıktılar.
Türk hâkimiyet anlayışında hanedanın bütün erkek üyele­rinin hükümdar olmaya hakları vardı. Bu belirsizlik sürekli taht mücadelelerine yol açardı. Hatta Türk devletlerinin çoğunun yıkılmasının en önemli sebebi de buydu.
Reklam
"1536 tarihinde Makbul unvanıyla anılan İbrahim Paşa kapitülasyon hazırlıkları ile uğraşırken, 14-15 Mart gecesi iftar için saraya çağrıldı. İftardan sonra dört dilsiz cellat tarafından katledildi."
Sayfa 19 - Yeditepe YayıneviKitabı okudu
Adalet Padişahım Adalet
1651 yılında İstanbul tarihinde bir ilke şahit oldu. Bu kez isyan eden esnaflardı. 1650 yılında askere verilmesi gereken ulûfenin, hazinede yeterli para olmadığı için, tamamı ödenemedi. Bunun üzerine düşük ayarlı para ile esnafın elindeki daha değerli para zorla değiştirilerek ek gelir sağlanmaya çalışıldı. 1651 Ramazanında esnafın elindeki değerli paraya el konulacağı söylendi. Esnafın ileri gelenleri doğruca Veziriazam Melek Ahmed Paşa’nın konağına gittiler ve konakta paşaya şikâyetlerini anlattılar. Sinirlenen veziriazam, “Sürün bunları dışarı, yıkılın bre kâfir gidiler, varın tedarik edin verin” diye sert bir şekilde esnafı azarladı. Soluğu şeyhülislam Aziz Efendi'nin evinde alan esnaf topluluğu yine bir fayda göremeyince haberi alan on bin kadar esnaf ve şehir halkı Aziz Efendi'yi önlerine katıp Topkapı Sarayı'nın önüne geldiler. Sultanahmet Meydanı yine mahşerî bir kalabalığın öfkeli ayakları altında titremekteydi. Aziz Efendi’nin belirttiğine göre Ayasofya önüne gelindiğinde kalabalık yirmi bin kişiyi bulmuştu. Kalabalığın “adalet padişahım, adalet” feryadı yeri göğü inletiyordu. Sonunda padişah IV. Mehmed, Şeyhülislamı huzuruna çağırıp şikayetlerini dinledi. Padişah "Size böyle zulm olduğuna benim rızam yoktur" diyerek, Veziriazam Melek Ahmed Paşa'yı saraya davet etti. Melek Ahmed Paşa korkusundan kendi gelmeyip bir adamını gönderdi. Veziriazamın adamı, Sultanahmet Meydanı'na geldiğinde buradaki esnafın taşlı sopalı saldırısına maruz kaldı. Esnafın isyanı biraz padişahın gayretleri birazda yeniçerilerin silahlı zorlamaları ile yatıştırıldı.
O dönemde hayli rağbet edilen vaizlerden Emir Mehmet Efendi ile İbrahim Efendi asileri yatıştırmak üzere saraya davet edildiler. Ellerinde Kura'arila sipahilerin karşısına çıkan vaizler sözlerini dinletemediler; yaptıklarının dine aykırı olduğunu belirtince, " Biz çoktan kâfir olduk, bize hemen defterdarın ve kethuda kadının başların getirin" cevabını aldılar. Defterdarın Peygamber soyundan olduğunu söyledilerse de " Gerekse Hasan ve Hüseyin başı olsun " karşılığını aldılar.
Reklam
244 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.