1994 İskenderun doğumlu yazar, Hacettepe Üniversitesi’nde Fransızca eğitimi aldı. Öykü Gazetesi, Lacivert Öykü ve Şiir Dergisi, Öykülem, Türk Dili Dergisi Genç Sanat, Havadis-Poli, Tantana, Uçsuz Edebiyat gibi dergilerde öyküleri yayımladı. İlk öykü kitabı Ağustos 2020’de Işık Kitabevi Yayınları tarafından yayımlandı
Gözlerinde kedice, sinsi bir şeyler aradım ama göle aksi düşen, boylu ağaçlar gibi yeşildiler, biraz daha baksam kendimi güvende hissedip ağlayabilirdim.
Hammurabi kitabı için yazarla birlikte toplanıyoruz. Kitabı okuyup gelebileceğiniz gibi o gün geldiğinizde de alabilirsiniz. Katılmak isteyenleri bekleriz.
Yer : Yeni Hayat Sahaf & Kitabevi
Adres : Serasker cad. No : 102 / 2 Kadıköy - İstanbul
#hammurabi
https://1000kitap.com/ahmetosimsek ‘in ilk öykü kitabı, kitabın ismi öykülerin ortak temasını da yansıtıyor. Şimşek’in açıklaması; Hammurabi öykülerinde, aynı isimli eski hükümdarın kanunlarını fiziksel olarak değil de zihinsel bir ceza olarak uygulanıyor. Öykü kahramanları geçmişte işledikleri suçların cezasını kabuslara hapsolarak, travmatik hatıraları tekrar tekrar yaşayarak ödüyorlar.
.
Tema ortak olsa da öyküler farklı. Her öyküde bir duygu ya da durum ön planda sizi o duyguyla ilgili kendi mental hapisanenizle yüzleşmeye de itiyor. .
Kıbrıs kozmopolit bir kültür ve bu çeşitlilik hem öykülere hem Şimşek’in üslubuna yansımış. Olay ve durum öyküleri yoğunlukta olsada mektuplar ve distopya da var.
Mizahi yönü de ayrıca sevdiğim bir detaydı. Severek okudum, Şimşek ile öyküler üzerine konuştuk, tavsiyemdir. Hem kitap hem yazar:))
“Elinde benim gibi hiçbir şeyi kalmayanlar geçmişe dönüp bakma ve ilerisini görememe hastalığına yakalanırlar. Kendi geçmişime bakınca görüyorum ki önceden de sahip olduğum pek bir şey yokmuş. Olanı da yitirmişim. Başkasının suçu olduğuna emin olduğum konularda bile hatayı kendimde görüyorum artık.
Daha sabır olsaydım,
daha akıllı davransaydım,
daha cömert olsaydım,
daha yakışıklı olsaydım.
Daha.Daha.Daha.Daha.”
•
Hammurabi; yayınevinde basıma çıkmadan önce yazarın kendi imkanlarıyla tezgahta satışa sunduğu, asla pes etmeyişiyle ilk serüvenine imzasını attığı bir kitap.
düşündürmekten ziyade, duygulandırmanın ve heyecanlandırmanın ön planda olduğu, birtakım sözcüklerden ve geçişlerden yararlanarak okuyucuya kişiler ya da olaylarla ilgili hükümlere erişebilme imkanı veren, olayları birbirine bağlayan, aynı zamanda içinde bulunduğu konumun kültürüne değinen, toplamda 13 hikayeden oluşan, 2si seslendirilen kült bir eser.
Bu turuncu’yla tanışın, çünkü çok seveceksiniz!
Bazen ne bileyim bir uçakta balık olduğunuzu düşündünüz mü hiç? Hani olmamanız gereken ve olmanız durumunda ise sonunuzun geleceğini hissettiğiniz bir yerde bulundunuz mu?
Aksi gibi orda kalmaya da devam edersiniz. Ne yapacağını bilemezsiniz, ne yapsanız iğreti duracakmış gibi gelir. Bu durumdan kurtulmanızın en garanti yolu kendiniz olmaktır. Veya bir kaleme sarılmak.
Hammurabi’deki öyküleri okuyunca böyle hissettim ben.
Öykülerdeki karakterler biraz mesafeli, şaşkın, yer yer pişmandı. Ama bir şekilde vardılar işte. Kendiliklerinden de var olmaya devam edeceklerini gösteriyorlardı bir şekilde.
Tökezleyerek, bütünlenmeden, azalarak ve unuturak çoğu zaman.
.
Farklı türlerin denendiği on üç öykü yer alıyor Hammurabi’de. En çok etkilendiğim, hatta içimi buran öykünün ise çaresizliği-bir çocuğun elinin ayağının birbirine dolanmasını ve ömür boyu sürecek bir ‘keşke’nin başlangıcının anlatıldığı Hurmalar Yüzünden Bir Ağıt olduğunu söyleyebilirim. Hammurabi’yi okurken; bazı öyküler arasındaki gönül bağını görmek, kâğıda aktarılanın samimi olduğunu hissetmek çok güzeldi. İlk kitabı olduğu da göz önünde bulundurulduğunda; Ahmet Şimşek’in gelecek öykülerini merakla bekliyorum.
.
Çok beğendiğim kapak tasarımı ise Arzu Bimici çalışması –