Ahmet Tuncer Sümer

Ahmet Tuncer SümerErikler Çiçek Açınca yazarı
Yazar
9.6/10
14 Kişi
54
Okunma
6
Beğeni
2.043
Görüntülenme

Hakkında

21 Mart 1943 Adıyaman Besni doğumlu. İlk ve orta öğrenimi Besni’de tamamladı. Liseyi Ankara Atatürk Lisesi’nde okudu. 1962’de Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne girdi. Orada öğrenciyken 1 Ocak 1965’de devlet memuru olarak, o zamanki adıyla Devlet İstatistik Enstitüsü, Türkiye İstatistik Kurumu’nda göreve başladı. Türkiye İşçi Partisi’nin Ankara Çankaya ilçesinin, memur olduğu için üye olamadan, birçok çalışmasına katıldı. 1967’de Devlet İstatistik Enstitüsü temsilcisi olarak Erzurum’a atandı. Aynı tarihte Ankara Dil Tarih’teki öğrenci kaydını Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne aldırdı, üçüncü ve dördüncü sınıfları burada tamamladı ama mezun olmaya fırsat bulamadı. Erzurum FKF (Fikir Kulüpleri Federasyonu) sekreterliğinin kuruluşuna katıldı. 1967-1969 arası Erzurum’da yaşadı ve kaldığı iki yıl zarfında FKF’nin tüm eylemlerinde yer aldı. Yusuf Küpeli’nin genel başkan olduğu 4 Ocak 1968 FKF kongresinde, Tuncer Sümer genel yönetim kurulu üyeliğine seçildi. Aralık ayında da Devlet İstatistik Enstitüsü’nden istifa etmek zorunda kaldı. 1969 yazını Hüseyin İnan’la birlikte Ankara’da geçirdi. Aynı yılın ekim ayında Hüseyin İnan ve arkadaşlarıyla birlikte El Fetih’te gerilla eğitimi için Filistin’e gitti ve İsrail mevzilerinde baskınlara katıldı. 1 Şubat 1970’de Türkiye’ye dönüşünde on arkadaşıyla birlikte Diyarbakır’da yakalandı. Yaklaşık sekiz ay Diyarbakır Cezaevi’nde kaldı. Tahliye olduktan sonra ODTÜ Yurtları’nın 201-202 numaralı odalarında arkadaşlarıyla birlikte THKO’nun (Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu) kırsal alan hazırlık çalışmalarına başladı. 1971’in ocak ayından itibaren 31 Mayıs’a kadar Nurhak dağ kadrosunun, başından sonuna, içinde yer aldı. Sinan Cemgil, Alpaslan Özdoğan ve Kadir Manga’nın öldürülmesinden sonra tekrar Filistin’e gitti. Mahkeme 18 arkadaşı için idam kararı verince Türkiye’ye döndü ve bir ihbar üzerine Pazarcık’ta yakalandı. THKO-2 davasında yargılandı ve on beş yıl ceza aldı. İki buçuk yıl Mamak Askeri Cezaevi’nde kaldı, bir yıl da Niğde Cezaevi’nde. 1 Şubat 1975’de, Af Yasası ve Anayasa Mahkemesi kararıyla Niğde Cezaevi’nden tahliye oldu. 12 Eylül’e kadar iki yıl DİSK Genel-İş Sendikası’nda çalıştı. 12 Eylül darbesinden sonra bir süre ticaretle uğraştı. 90’ların başında 68’liler Birliği Vakfı kurucuları arasında yer aldı, üç buçuk sene kadar vakfın yönetim kurulu üyeliği ve genel sekreterliği görevlerinde bulundu. Dört yıl GOSB Sanayicileri Dergisi’nin editörlüğünü yaptı. Yazar, editör ve araştırmacı. THKO ve yaşamı üzerine Devrim, Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nun Kuruluşu ve Kısa Mücadele Öyküsü (Evrim Yayınevi, 2012) adında bir kitap kaleme aldı. Evli ve bir çocuk babası.
Unvan:
Yazar, editör, araştırmacı
Doğum:
Adıyaman, 21 Mart 1943

Okurlar

6 okur beğendi.
54 okur okudu.
26 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Nazım tabiki de...
Uzaktan duyduğunuz çakalların ulumasıdır. Safları sıklaştırın çocuklar. Bu kavga faşizme karşı. Bu kavga hürriyet kavgasıdır . ..
Sayfa 108Kitabı okudu
Hüseyin İnan'a hep sorarlardı "Ne zaman dağa çıkıyorsunuz?" diye. O da her seferinde "Erikler çiçek açınca" diye cevapladı.
Reklam
"THKO'da herkesin kendine has özellikleri vardı. Öne çıkan arkadaşlarımız inandıkları sosyalizm mücadelesi için geri adım atmadılar, dövüştüler. Her türlü sömürüye ve haksızlıklara karşı çıktılar. Mücadelelerinin hiçbir aşamasında ödün vermediler, darağacına dimdik yürüdüler."
SON...
"THKO'nun anlamı benim için hala yoldaşlık ve inanç ... Bir avuç insanın büyük yüreği."
*** Devrime dair müthiş bir inanç taşıyorduk. Çok kısa bir zamanda gerçekleşecekti. Dünyanın her yerinden 60’lardan başlayarak kalkışmalar vardı. Latin Amerika, Asya, Afrika, Avrupa… Vietnam,Küba.. Che ölmüştü ama efsane devam ediyordu. ***
Sayfa 67 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Vedalaşmak için birbirimize sarıldığımızda içimde bir dalın kırılma duygusunu yaşadığımı hatırlıyorum…
Erikler Çiçek Açınca
Erikler Çiçek Açınca
Ahmet Tuncer Sümer
Ahmet Tuncer Sümer

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
imkansızlığa tutunan, umudun öyküsü…
Tuncer Sümer’in tanıklığında, kendi anlatımıyla; Nurhak! Kitap 1960’lı yıllarda başlayan dostlukların ve birlikte kurulan hayallerin hikayesini konu alıyor. Dönemin öğrenci hareketi içinde aktif yer alan Tuncer Sümer, Ankara’da başlayıp Nurhak dağ kadrosuna katılmasına kadar olan süreyi anılarında kaldığı kadarıyla anlatıyor, “İnsanlar ipe giderken nelerin kaybedildiğini kavramak da bir görev” diyerek, yoldaşlarını anmanın mutluluğunu taşıyarak. Ankara’da öğrenci yurtlarında başlayan hareketin her yönü, cezaevleri, firarlar arasında, sürekli eğitimle ve öğrenmeyle geçen zamanın, dağlara uzanan mücadelenin öyküsünü, cesarete hayranlık, umuda inanmışlığa saygı duyarak ama bir o kadar da hüzünle okuyoruz. Bir bir kırılan umutları, yarım kalan hayalleri, güzel dostlukları, geride bırakılanları, en önemlisi mücadeleyi okurken bir kez daha anlıyoruz ki; hiçbirinin ölmek gibi bir derdi yok, öldürmek gibi amaçları da… Daha adil ve yaşanılabilir bir dünya yaratma fikri için çıkılan yolculuğun öyküsünü, ülkemizin yakın tarihine bakmak için okuyun… Hüseyin İnan’a sordular… ne zaman yolculuk? dedi… erikler çiçek açınca.
Erikler Çiçek Açınca
Erikler Çiçek AçıncaAhmet Tuncer Sümer · Ayrıntı Yayınları · 201432 okunma
208 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Nurhak tanıklığı
Tuncer Sümer... 12 Mart cuntasına karşı canlarını ortaya koyan, hiçbir maddi ihtirasa kapılmadan Amerikan emperyalizmine karşı mücadele eden, Atatürk'ün Cumhuriyeti emanet ettiği gençler olarak insiyatif alan devrimcilerden biri. Adıyaman Besni doğumlu. Dil tarih mezunu. Öyle ki, maddi zorluklar içinde okulu bırakmak zorunda kalacakken,
Erikler Çiçek Açınca
Erikler Çiçek AçıncaAhmet Tuncer Sümer · Ayrıntı Yayınları · 201432 okunma
205 syf.
·
Puan vermedi
İnanmak kimi zaman cansız bırakan bir yaradır.
Öncelikle bu adamlar ve kadınlar benim 15 li 16 li yaşlarımın isimleri bu nedenledir ki eski bir anı kadar bana yakınlar ve bir yakın olma sebepleri var ki o da inanmişlıklarıdır. Bir çok kişiye göre heyecanlı bir kaç genç gibi görünseler de onlar inanmış heyecanlı gençlerdi. Bugün ve o günün insanlarını düsundugumuzde ne büyük nimetmis onların bu özelliği... Gülay Ünüvar'ın anılarını okurken tek dertlerinin değişim olduğunu tek dertlerinin eşitlik olduğunu yine net bir şekilde gördüm. Her gün fikirlerini tartışmak için bir araya gelmeleri, köylerde , fabrikalarda ezilmiş ve kenara atılmış insanlari anlamak için her gün köy köy, grev grev gezmeleri; bu insanlar bunu eğlenmek için yapmıyordu. Bir kısmı bahsettigim cevrelerden geliyorlardj ve çoğu çok iyi puanlarla çok iyi bölümlerde okuyorlardi. Ha ne işi var dağlarda bunların konusunda ise ne yazık ki ben de sorgulama içerisindeyim. Gencliklerinin heyecanıyla kapıldiklari bu serüven ve toplumun bir çok noktasında dıslanmisliklari (özellikle güvenlik güçleri tarafindan) onları buna itmiş olabilir. Ama yine sonuç olarak inanclarini hiç birakmayislari ve Gülay unuvarin yeri geldiginde tek başına mücadele edişi takdire şayan. Öldürülmuş olmalari ya da yıllarca hapse mahkum edilmişleri dertlerinin gercekligini apaçık ortaya koymaktadır bence.( kadın hareketleri üzerine kısmnı konusunu ayrı yazmayı düşünüyorum.)
Adsız Kahramanlar
Adsız KahramanlarAhmet Tuncer Sümer · Ayrıntı Yayınları · 20188 okunma