Hakkında
Beykent Üniversitesi-Güzel Sanatlar Fakültesi-Oyunculuk Bölümü'nden mezun olmuştur. Birçok yetişkin ve çocuk oyunlarında aktör olarak görev yapmasının yanı sıra, iki sene çeşitli devlet ve özel okullarda "tiyatro-drama" eğitmenliği yapmıştır. Bununla birlikte; uzun yıllardır "seslendirme (dublaj) sanatçısı" olarak, yerli-yabanci film, belgesel, animasyon film, reklam ve birçok alanlarda seslendirme yapmaktadır. Öbür yandan bir tane reklam filminde yer almış ve devamında ilki başrol, ötekisi de konuk rol olarak iki tane sinema filminde oynamıştır, yine onlarca dizide konuk rollerde yer almıştır. Yazarlık yaşamına ise; öğrencilik yıllarında "Shakespeare'in Othello"sunu uyarlayarak yazdığı, "Yoksul Othello" ile adım atarken, bunların yanı sıra, "Aşk Bağı ve Karlar İçinde Yolculuk" adındaki piyesleri üretmiştir. Nitekim yine bu üç oyunun yanı sıra da, "Kaldıracaktaş" adındaki romanı kaleme alırken, bugün de "İstanbul Şehir Tiyatroları"nda çalışmaktadır.
Okurlar
1 okur beğendi.
17 okur okudu.
1 okur okuyacak.
Sözler ve Alıntılar
Onlar anca yemeyi, içmeyi, tuvalete gitmeyi bilir, onun ötesinde hiçbir özellikleri yoktur. Kitap okumazlar, tiyatroya gitmezler, sadece ev, araba almak için yaşarlar, hatta elli yaşında ölürler, altmış yaşında da gömülürler.
Sayfa 22 - Az Kitap YayıncılıkKitabı okudu
Şu insanlara bakın; hepsi aptalca dayatılan sahte hayatı yaşama ve takdir alma gayreti içindeler. Hiçbir zaman kendi fikirleri olmadı bu insanların, doğdular, çevrenin uygun gördüğü hayatı tamamlama amacıyla büyüdüler ve her şeyden habersiz de ölecekler. Ne acı bir senaryo öyle değil mi? Hatta doğdukları bölgeye göre, önceden batıl inançları, onlar adına tanımlandı, onlar da büyüdükçe bu kendi fikirleri dışında oluşan inançlara layık olmaya çalıştılar. Sorgulamak, düşünmek ve bu inançları öğrenmek, onlar için bir ihanet anlamına gelirdi.
Sayfa 112 - Az Kitap YayıncılıkKitabı okudu
Bir insan ait olmadığı çevrede ve toplumda yaşamaya zorlanırsa, sonuç o kişi için hep felaket olur, kendi kendini yer, bitirir, hasta olur, ölmek ister. Ancak insanı insan iyileştirir ve insan hasta eder…
AZ KitapKitabı okudu
Vazgeçebildiğin kadar güçlüsün ve zaafın olduğu kadar kaybedensin
İngilizler tesadüfen ölür, cahil toplumlar tesadüfen yaşar
Disiplinin acısını çekmeyen pişmanlığın acısını çeker
İnsanı insan iyileştirir ve insan hasta eder
Ne bir hayal kurma isteği, ne süzüle süzüle yağan yağmurun akışını camdan izlerken şiir okuma ihtiyacı, ne bu ıslak havada dışarıda kalan canlılarla ilgili kaygı duyma çabası, ne bir Dostoyevski'nin romanlarında anlattığı şiirsel mekânları şimdiki devasa yağmurla oluşan mekânla özdeş kılma düşüncesi ve ne de bir dayatılan dünyanın öte sınırlarını merak etme duygusu olmadan, öylece, yani birazdan evinde her zamanki yaptığı temel ihtiyaçlarını giderip ötesinde bir özelliği olmadanki haline devam edecek...
Sayfa 114 - Az Kitap YayıncılıkKitabı okudu
İletiler
Henüz kayıt yok
