Ahlak, bir halkın yaşama ve büyüme koşullarının dile gelişi değil, en alt yaşam içgüdüsü değil; artık, soyutlaşmış, yaşama karşıt hale gelmiş, düş gücünün temelden yozlaşması olarak, her şeyin “kem gözü” olarak ahlak..
Bahsetmek istediğim bilim Kopernik devrimiyle veya Helen felsefesiyle değil, Havva’nın elmayı yemesiyle doğmuştur: Bu bilim, insan doğasının bir parçası olan bilme arzusudur. (
Carlo Rovelli )
"Öyleyse bilim kadından gelir"... İnsan ancak kadın sayesinde idrak ağacının meyvelerini tatmayı öğrenmiştir.(
Okumak deyince hepimizin aklına böyle yatağında yatan, bir parkta uzanmış kitap okuyan biri gelir. Genel de gözümüzün önüne gelen imge böyle. Fakat felsefi okumalar ben de biraz daha farklı. Ben okuma kavramını damıtmaya benzetiyorum. Ciddi manada okumak benim için damıtmak. Böyle suyunu çıkartmak gibi. Böylesine bölük parçaladığım, haritasını
Tüm bilgiler deneyim yolu ile elde edilir fakat bu tüm bilginin deneyime dayandığı gerçeğini doğrulamaz.
Veriler şüphe, yargı, ve insanın akli değerlendirmesi ile kabul edilir, nesnel hâle geçer. Oysa deneyim kesin yargılara denir.
Kant Analitik yargı 'ya karşıdır. Sentetik yargı taraftarıdır.
Kant'a göre 7+5 ile 12 aynı şey değildir.
Kutsal olan şeyler bana faydalı olduğu kadar yararlıdır.
Tanrı ideası beni köle hâline getirdikten sonra NEYE YARAR ?
Fener aydınlıkta değil karanlıkta olduğumuzun bir göstergesi.
Medeniyet, ahlâk adına üzerimize atılan ağlardan, kollarımızdaki zincirlerden kurtulalım.
Ahlâk adı altında insanlara dayatılan suçluluk duygusu insan