Alain Minc

Yeni Ortaçağ yazarı
Yazar
7.3/10
4 Kişi
25
Okunma
2
Beğeni
952
Görüntülenme

undefined Alain Minc Sözleri ve Alıntıları

undefined Alain Minc sözleri ve alıntılarını, undefined Alain Minc kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
20. yüzyılda hemen hemen hiçbir ihtilal olmamıştır. Ne 1917'deki Bolşeviklerin zaferi, ne 1933'teki Nazi olayı, ne de komünizmin çöküşü birer gerçek ihtilaldir. Bir ihtilalin temelinde iki olgu yatar. Birincisi o ana kadar bilinmeyen bir yönetici sınıfının iktidara el koyması, ikincisi de bunun beraberinde bir kararsızlık (bilinmeyenler) dönemi getirmesi. Halbuki 20. yüzyılda ihtilal olarak nitelenen hiçbir olay bu özelliklere sahip değildi. Tabii ki önlerinde davul zurna çalarak ben geliyor diyen olayları devekuşu misali görmezlikten gelen aptallar bilahare bunu bir ihtilal olarak vasıflandırabilirler.
doğu-batı bloğu
Yıkılan duvar bugüne kadar onlara sadece karaborsa, dolara ulaşma yarışı, daha çok yokluk ve Marx'ın hiç düşünemediği bir hakim sınıfın yaratılmasını, yani mafyayı getirdi.
Reklam
Avrupa'nın bugün artık ortak bir ideolojisi, daha da kötüsü bunu doğuracak, ortaya koyacak bir düşünce sistematiği yok. Düzensizlik artık yegane düzen prensibi haline dönüşüyor. Bu durumda tarihin tekerrürden ibaret olduğunu bir kez daha düşünmemek mümkün mü?
Tam beş yüzyıl boyunca bilinmeyen topraklar terimini ortadan kaldırmak için seyyahlar, kaşifler, misyonerler dünyanın dört bir yanını pek çok tehlike ile burun buruna yaşayarak taradılar. Tam bu keşfedilmemiş veya bilinmeyen topraklar teriminin yeryüzünden artık tabir olarak yok olduğunu düşünmeye başladığımız bir devirde, terim her zamankinden çok daha güçlü olarak bir başka boyutta karşımıza çıkmakta. Bilinmeyen topraklar, girilmeyen çevreler, anarşiye teslim olan bölgeler, resmi şirketler ile yer altı şirketleri, temiz işler ile pis işler, temiz para ile kara para Somali'den Türkmenistan'a, Los Angeles'ten Marsilya'ya İtalya'dan Japonya'ya, Çin'den Güney Amerika'ya, Rusya'dan Afrika'ya bütün dünyayı büyük bir sürat ile egemenliği altına almakta. Dünyada pek çok şehir, hatta ülke çaresizlik içinde çırpınıyor. Devlet, hukuk ve nizam gittikçe azınlığa düşüyor, dünya haritasındaki gri alanlar büyük bir süratle çoğalıyor, devlet ve dürüst toplum geriliyor. Eşkıyalık, anarşi ve mafya dünyayı gittikçe egemenliği altına alıyor. Yaygınlaşmanın ve kabullenişin en birinci işaretleri önce halk lisanındaki değişikliklerde ve kullanılan kelimelerde görülmeye başlar Nitekim eğri kılıcın yerini alan bazukadan başka 14. yüzyıldan farklı hiçbir durum yok. Artık hepimiz rahat rahat bir avuç eşkıyanın Saraybosna'yı kuşattığını veya Gorazde'nin işgal edildiğini son derece doğal bir şeyden bahsedermiş gibi söyleyebiliyoruz. Kuşatma ve işgal gibi terimleri şehirler, kasabalar için kullanıyoruz.
Şimdilerde ise Sovyetlerden dağılan Müslüman ve Türk asıllı yeni cumhuriyetlerde İran'ın bütün gayretlerine karşın yine Türkiye ağır basmaktadır. Türkiye'yi bir İran veya bir Suudi Arabistan ile bir tutmak asla mümkün olmadığına göre Avrupa için "birleştirici tabu"nun da İslam tehlikesi olması mümkün değildir. Etrafında birleşilen bir ortak tehlike yokluğu Avrupa'ya belirsizlikleri getiriyor
92 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.