Sert, acımasız ve doğrudan cümleleriyle okuyucuya vermek istediği mesajı adeta tokat gibi hissettiriyor. Kısacık bir eser olmasına rağmen, etkisi sayfa sayısından bağımsız bir derinlik taşıyor. Ne demek istediğimi daha iyi anlatabilmek için sözü yazara bırakmak daha doğru olacaktır. İşte, altı çizilesi cümlelerden sadece birkaçı. Elbette daha
"her şey parçalanıp birbirinden ayrılıyor, edinilmiş kabul ettiğimiz kavramlar çözülüyor, büyük sarsıntının
müjdesi geliyor ve babalarımızın kullandığı enstrümanları kırıyoruz hepimiz.sansürün egemen olduğu ülkelerde gerçekliği inkar etmekten helak olunuyor; sansürün kalktığı ülkelerde herkes aklına geleni söylüyor. farklılık önemsiz gelebilir, çünkü yalan söylemek ile kendini yitirmek aynı anlama geliyor ve yalan söyleyenlerin de günün birinde kendini yitirenlere katılacaklan varsayılır. esin perileri yeryüzünü terk etti, güzel sanatlar öleli kaç kuşak oldu, dalavereciler alanı boş buluyor, daha inanılmazı asla yaşanmadı, ama en üzüntü veren şey onların dalaverelerine karşı duranların bile bize hiçbir şey önermemeleri, boş laflardan başka bir şey etmemeleridir. şehirlerimiz birer kabusa döndü, şehirliler termitlere benziyor artık, her inşa edilen şey iğrenç çirkinlikte, biz artık tapınaklar, saraylar ya da mezarlar, zafer alanları ya da amfiteatrlar inşa etmeyi bilmiyoruz. her adımda gözümüze hakaret ediliyor, kulağımız sağıra çevriliyor ve koku duyumuz umutsuzluğa kapılıyor, yakında kendimize, düzen neye yarar diye sorar hale geleceğiz."
Kötümserlik çekicidir. Hiçbir şeye inanmamak, insanlığın ulaştığı mevcut medeniyeti ikiyüzlü bulmak, insan soyunun yok olmasını istemek, vb… Bunlar kötümser olduğu kadar çekici, çekici olduğu kadar da zevkli bir bakıştır. Sarsılmaz güçlerini ölüm gerçeğinden ve yeryüzündeki her karış toprağa serpilmiş yalancılıktan alırlar. Sayısız sebep vardır