Albert Vidalie (1915-1971), Fransa’nın Auvergne bölgesinde doğdu. Gençliğini Paris’in banliyö kesiminde (bugünkü Essonne bölgesi) geçirdi. Serüvensever bir yapıda olan Vidalie, önceleri, kabarelerde şarkıcılık, sonra da gazetecilik yaptı. Antoine Blondin ve Roger Nimier ile dostluğu edebiyata yönelmesine neden oldu. Fars ve güldürüye duyduğu ilgi, kuşkulu bir ahlak anlayışıyla birlikte yapıtlarına yansıdı. Ancak Vidalie, popülist bir duyarlılığa da sahipti. Böylece Les Bijoutiers de Clair de lune (Ayışığı Kuyumcuları, 1954), Roger Vadim tarafından sinemaya uyarlandı. Bu yapıt da, yazarın diğer romanları gibi, (La bonne forte, 1955; Chande-leur l’Artiste, 1956; Le Pont des Arts, 1961; Les verdures de l’ouest, 1961) aldırmazlığı, oldukça çiğ bir gerçekliliği ve keskin bir şiirselliği hoş bir biçimde bağdaştırır. Vidalie, romanlarının yanı sıra, öyküler (Cadet la Rose, 1960; Les Hussards de la Sangui, 1968), bir tiyatro oyunu (La Nuit Romaine, 1957), televizyon ve radyoya yönelik çeşitli metinler ve şarkı sözleri de yazmıştır.
Buraya beni derinden etkileyen cümleleri bırakıyorum, "Bilmiyordu ki, insanlar yalnız ve yalnız başkalarının mutluluğunu çekemezler, mutluluktan başka her şeyi bağışlayabilirler...” ne kadar acı ama gerçek olduğundan hiç bir şüphem yok.
Yaşar Kemal ve Thildasinin eli değmiş. Yarpuz kelimesine kadar. Harika bir adamdan harika bir çeviri ve cinayet öyküsü.
Gecenin tüm karanlığı, insanlığın üzerine örtülen bir yorgan misali tüm evrenin üstüne kapanırken o toprağın şahit olduğu kötülükler, iyilikler(!), sevgi, nefret gibi hisler ay ışığının altında gün yüzüne çıkmayı kendilerine bir görev biliyorlar. Onları peyda edense insanoğluyken her şeyin gizli saklı kalması güçleşir.
Gecenin örtüsü Fransa'nın sokaklarına serildiğinde ölü bir erkek bedeni belirir yaprakların arasında. Kim olduğu araştırılırken bu olayın etkisi tüm yöreye yayılır ve yöre halkının değişen hayatı tasvir edilir sayfalarca.
Onların diline bir cinayet dedikodusu, bir de Lambert dedikodusu yapışmıştır.
Anlatımın canlılığını koruduğu, şiirsel bir dille okuyana bulaştığı farklı ve özgün bir kitap okudum Albert Vidalie'den.
Hayatın telaşından ve ciddi okumalardan hafifçe uzaklaşmak için okunası bir kitap.
Üstat Yaşar Kemal'in tek çeviri eseri yanılmıyorsam bu eser. Bu Bile okunma listelerine girmesi için kafi... O koca yazar çeviri için bir seçim yapmış ve bu yoldaki emeğini de yazdığı hazineler arasına eklemiş. Geriye arkamıza yaslanıp keyifle okuması kalıyor
İyi okumalar