18. yüzyılın sonlarında Rusya'yı sarsan Yemelyan Pugaçov Ayaklanması'nın gölgesinde filizlenen bir aşk hikayesi... Kahramanımız, asi ruhlu ve cesur bir genç subay. Kendisini Pugaçov Ayaklanması'nın tam ortasında buluyor ve bu karmaşık olaylar onu zorlayıcı seçimler yapmaya itiyor. Aynı zamanda, yüzbaşının kızı Masha'ya olan aşkı da her geçen gün derinleşiyor. Masha, zeki, cesur ve fedakar bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Kahramana olan aşkı onu birçok tehlikeye atıyor ve bu fedakarlık, romanın en dokunaklı yönlerinden biri haline geliyor.
Roman sadece bir aşk hikayesi olmanın ötesinde, tarihsel bir romanın da tüm özelliklerini taşıyor. Eser, okuru 18. yüzyıl Rusya'sına sürüklerken, o dönemin siyasi ve sosyal atmosferini ustalıkla tasvir ediyor. Pugaçov Ayaklanması'nın vahşeti ve çaresizliği, saray yaşamının yozlaşmışlığı ve aristokrasinin kibiri usta bir dille ele alınıyor. Bu unsurlar harmanlanarak okuru o dönemin atmosferine adeta çekiyor ve yaşananların duygusallığını iliklerimize kadar hissettiriyor.
Dil yalın ve akıcı, diyaloglar ise son derece canlı. Karakterler o kadar başarılı bir şekilde tasvir ediliyor ki, sanki onları gerçekten tanıyoruz ve onlarla empati kurabiliyoruz. Özellikle kahraman ve Masha arasındaki aşk, tüm saflığı ve yoğunluğuyla sayfalardan fırlayıp kalbimize dokunuyor.