Hikaye çok basit: yaş aldıkça birbirinden uzaklaşmış, birbirlerinin hayatlarına yabancılaşmış üç kardeş. Annelerinin ani ölümü. Apar topar annelerinin cenazesi için hazırlıklar. Kardeşlerin tekrar eski, travmalarla dolu yazlık evlerine geri dönüş. Böyle anlatınca ne kadar sıradan. Fakat yüzleşmeler sessiz gerçekleşiyor, karakterler haykırmıyor hiçbir şeyi. Travmalar kör göze parmak değil. Hele yazarın zamanla oynayışı takdire şayan. Bir ileri bir geri giderken öğrenmemiz gereken her şeyi öğreniyoruz. Ne güzel fikir.
İskandinavya'nın havasına, taşına, suyuna, toprağına kurban olacak seviyeye geldim artık. Nefis bir kitap, yürek parçalayıcı bir hikaye, minimal bir dil, kendi toprakları kadar soğuk, mesafeli, ciddi ama bu yüzden oldukça içli bir anlatım. Alex Schulman'ın hikayeyi örüş biçimi muazzam. Yazıklarla, anlaşılır acılarla dolu bir okuma oldu benim için.