Alfred Worcester Crosby Jr., Austin'deki Texas Üniversitesi'nde ve Helsinki Üniversitesi'nde Tarih, Coğrafya ve Amerikan Çalışmaları profesörüydü. The Columbian Exchange ve Ecological Imperialism gibi kitapların yazarıydı.
At sırtında yapılan ve Part atışı olarak bilinen ok atış stili, hiç şüphe yok ki takviyeli bir kavisli yayla yapılmaktaydı. Cengiz Han, Avrasya'nın büyük bölümünü, bu yayları at sırtında kullanan süvarileriyle fethetti.
Beynimizin hacmi, atalarımızın buna ihtiyacı olduğu için büyük, ayak parmaklarımız ise atalarımızın buna pek de ihtiyacı olmadığı için küçüktür. Daha az bilinen bir örnek, gırtlağımızın boğazın içindeki yerleşimidir. Gırtlağımız diğer tüm hayvanlarınkinden çok daha derinlerde olduğu için "bir şeyi genzimize kaçırmak" gibi bir kusurumuz var; ama bu kusur, konuşma yetisi için gereken donanımı sağlar. Yani fiilen, konuşma yetimizi, nefes borumuza bir şey kaçarak boğulma riskine borçluyuz. Ama Homo sapiens bu biyolojik yapı sayesinde hayatta kalabilmiştir.
"Yirmi yıldır", diye yakınıyor rahip, "tanrıların rahibi olduğum günden beri, babamın zamanında, kardeşimin zamanında ve benim zamanımda insanlar ölüp gidiyor... Yüreğimdeki acıya ve ruhumdaki eleme artık dayanamıyorum."
Alfred W. Crosby nin 1970'lerde ortaya attığı "Kolomb Mübadelesi" terimi; Kolomb'un Amerika'ya gelişinden sonra Doğu ve Batı yarımküreleri arasında meydana gelen büyük alışverişi ifade eder. Bir anlamda Eski Dünya ile Yeni Dünya arasındaki insan, fikir, hastalık, hayvan ve gıdaların değiş tokuşudur. Yazara göre de bu alışveriş, 3 kategoriye ayrılır: Hastalıklar, hayvanlar ve bitkiler.
Kıtalarin bi̇r araya gelmesi̇, son i̇ki̇ yüzyıldaki̇ nüfus patlamasının ön koşuluydu ve sanayi̇ devri̇mi̇'nde kesi̇nli̇kle önemli̇ bi̇r rol oynadı. Eski̇ ve yeni̇ dünya'nin temel gıda ürünleri̇ni̇n okyanus ötesi̇ne taşınması, i̇lki̇ni̇ mümkün kılmıştır."