قُلْ إِنَّ الْمَوْتَ الَّذِي تَفِرُّونَ مِنْهُ فَإِنَّهُ مُلَاقِيكُمْ ۖ ثُمَّ تُرَدُّونَ إِلَىٰ عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
De ki “Kendisinden kaçtığınız ölüm sizi yakalayacaktır. Sonra, gizliyi de açıkta olanı da bilen Allah’ın huzuruna çıkarılacaksınız. Yapıp ettiklerinizi size, O bildirecektir”.
Süleymaniye Vakfı Yayınları, cuma 8. AyetKitabı okudu
وَلَا يَتَمَنَّوْنَهُ أَبَدًا بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ ۚ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِالظَّالِمِينَ
Yaptıkları şeyler sebebiyle ölümü hiç bir zaman istemezler. Yanlışlar içinde olanları bilen Allah’tır.
Süleymaniye Vakfı Yayınları, cuma 7. AyetKitabı okudu
مَثَلُ الَّذِينَ حُمِّلُوا التَّوْرَاةَ ثُمَّ لَمْ يَحْمِلُوهَا كَمَثَلِ الْحِمَارِ يَحْمِلُ أَسْفَارًا ۚ بِئْسَ مَثَلُ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِ اللَّهِ ۚ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ
Kendilerine Tevrat bilgisi yüklenen ama onun hükümlerini yüklenmeyenler[1*], kitap yüklü eşek gibidirler[2*]. Allah’ın ayetleri karşısında yalan yanlış şeylere sarılan bu topluluk, ne kötü örnektir. Allah, yanlışlar içinde olan toplulukları yola getirmez.
Süleymaniye Vakfı Yayınları, cuma 5. AyetKitabı okudu
ذَٰلِكَ فَضْلُ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ ۚ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ
İşte bu (öğretim), Allah’ın ikramıdır. O, ikramını, görevini yerine getiren[*] kişiye yapar. Allah, büyük ikram sahibidir.
Süleymaniye vakfı yayınları, cuma 4. AyetKitabı okudu
وَآخَرِينَ مِنْهُمْ لَمَّا يَلْحَقُوا بِهِمْ ۚ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
Bunları, henüz onlara katılmamış başkalarına da öğretecektir. Daima üstün ve bütün kararları doğru olan O’dur.
Süleymaniye Vakfı Yayınları, cuma 3. AyetKitabı okudu
هُوَ الَّذِي بَعَثَ فِي الْأُمِّيِّينَ رَسُولًا مِنْهُمْ يَتْلُو عَلَيْهِمْ آيَاتِهِ وَيُزَكِّيهِمْ وَيُعَلِّمُهُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَإِنْ كَانُوا مِنْ قَبْلُ لَفِي ضَلَالٍ مُبِينٍ
Ümmilerin (ilahi kitapları bilmeyenlerin)[*] içinden elçi çıkaran Allah’tır. Onlara, O’nun ayetlerini okur, Kitab’ı ve hikmeti öğreterek onları geliştirir. Halbuki onlar daha önce açık bir sapkınlık içindeydiler.
Süleymaniye Vakfı Yayınları, cuma 2. AyetKitabı okudu
يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ الْمَلِكِ الْقُدُّوسِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ
Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’na[1*]; bütün yetkiyi elinde tutan, yaptığını tertemiz yapan, daima üstün ve bütün kararları doğru olan Allah’a boyun eğer[2*].
Süleymaniye Vakfı Yayınları, Cuma 1. AyetKitabı okudu