Ali Bademci

Ali BademciSarıklı Basmacı yazarı
Yazar
7.6/10
17 Kişi
109
Okunma
12
Beğeni
2.348
Görüntülenme
Reklam
“Hayat devam ediyor,” “Şartlar ne olursa olsun, davası ve idealleri olan insanlar olarak bu düstur üzere gitmekten başka çare var mıydı?”
“Din adamları tefekkür görüntüsü altında siyasetin arka bahçesinde.”
Reklam
Ah! Ne uğursuz zamanlarda yaşamaktayız. Feryadım cihanı boğsun, öldürsün Kapkara bahtıma şeytanlar gülsün." Çolpan
Şarki Buhara'ya geçmeye karar verdim. Kazanırsak gazi, kazanmazsak şehid olacağız. Enver Paşa
Fergana, yerleri altun, Dağları kan, Balaları kahraman, Türklük yolunda veririz can.
Paşa ve mücâhidler usanmadı. Çünkü her şey Türân içindi ve buna ant içilmişti...
Sayfa 144Kitabı okudu
Reklam
Emelim Türkistan'da ölmektir. Biz Osmanlı zabitleri olarak, Turan için doğduk, Turan'la birlikte ölebiliriz. Hasan Bey
Türkistan'da Enver Paşa Olayı" sıradan ve basit görülecek bir hâdise değildir. Birçok insanın sandığı gibi, bir kişinin macera aradığı sırada, etrafına topladığı birkaç yüz kişi ile bir devlete karşı gelip yanındaki insanları kırdırmaktan ibâret hâdiseler zinciri de değildir. Enver Paşa bir milletin kendini tanıması ve kendine dönmesidir.
Sayfa 220Kitabı okudu
1954 istatiklerine göre, S.S.C.B.'de elde edilen pamuğun %92'sinin Türkistan'dan temin edildiği düşünülürse, bunun Fergana ile beraber tamamının Buhara, Semerkand, Hıyve ovalarından elde edildiği kolayca görülür. Çünkü, buralar Rusya'yı besleyen gerçek pamuk ambarlarıdır. Pamuktan başka, pirinç, buğday, tütün, mısır, ipek böceği, hayvancılık da ekonomik hayatın can damarıdır, pancar, meyve, sakız, jüt diğer zirai ürünler olup madenlerden kömür, bakır, petrol, manganez, altın, simop, kükürt, kalay, kurşun, nikel, krom her üç ülkede de zengin rezervlere sahiptir. Sovyetler Birliği'nin simop ve kükürdün %90'ını, kalay ve nikelin %80'ini, çinkonun %70'ini, kromun %62'sini, kalayın %70'ini Türkistan'dan elde ettikleri düşünülürse, Türkistan'ın büyük kısmını ifade eden üç ülkenin, Rusya iktisadiyatındaki önemi daha iyi kavranır.
Zeki Velidi Bey'i Türkistan'da çalıştığı sıralarda tanıyanların anlattıklarına göre kendisine Basmacılar "Şeytan Efendi" derlermiş. İkametgahı, ne yiyip içtiği belli değil, kimseye görünmez, bir at bir kamçı;dostu ahbabı yok;sabahleyin Taşkend'de akşam üzeri Semerkand'da;iki gün sonra bir bakarsın Askabad'da görünür, çöldeki mücahitler arasında geceleri kıyafet değiştirip, Bolşevik birliklerinin içine kadar girer, askerleri ile ahbaplık eder, Basmacılar hakkındaki fikirlerini öğrenir, bazen dilenci kıyafetinde Bolşevik kumandanlarının yanına kadar sokulur konuşulanları dinlermiş.
Resim