Prof. Dr. Ali Berat Alptekin, Mersin ilinin Silifke ilçesine bağlı İmamuşağı köyünde 14 Mayıs 1952 tarihinde dünyaya gelmiştir. Ancak nüfus kayıtlarındaki doğum tarihi 10 Nisan 1953’tür. Prof. Dr. Alptekin, ilk öğrenimini köyünde bulunan Bağalanı İlkokulu’nda, 1960-1965 yılları arasında görmüştür. Silifke Lisesinin orta kısmını 1965-1969, lise kısmını ise 1969-1972 yılları arasında tamamlamış; 1973 yılında Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi Matematik Bölümüne kayıt yaptırmıştır.
Bu bölüme 33 gün devam etmiş, ancak edebiyat sevgisi daha ağır bastığı için o dönem verilen geçiş hakkından yararlanarak aynı üniversitenin Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümüne geçiş yapmıştır. Burada Türk Dili ve Edebiyatı alanının önde gelen hocalarından dersler almıştır. Prof. Dr. Orhan Okay, Prof. Dr. Kaya Bilgegil, Prof. Dr. Mehmet Akalın, Prof. Dr. Saim Sakaoğlu, Prof. Dr. Bilge Seyidoğlu, Prof. Dr. Ensar Aslan, Prof. Dr. Haluk İpekten, Prof. Dr. Selahattin Olcay ve Prof. Dr. Efrasiyap Gemalmaz ders aldığı hocalardandır. Bu Bölümden 1977 yılında mezun olmuştur.
Lisans eğitiminin ardından Kasım 1977 - Nisan 1979 yılları arasında ortaokul
ve lise öğrenimini gördüğü Silifke Lisesinde edebiyat öğretmeni olarak görev
yapmıştır. 13 Şubat 1978 tarihinde Hüsniye ve Ali Boz çiftinin sınıf öğretmeni
olan kızları Ayşe Boz ile evlenmiştir.
Tam adı:
Prof. Dr. Ali Berat Alptekin
Unvan:
Türk Dili ve Edebiyatı Profesörü, Araştırmacı Yazar, Akademisyen
Poetik ve Politik
... ve Hemşerim 1400lü yılların yazarı İlyas İbn İsa Akhisari'nin on fasılda insan olmak kitabı ile seyh mecduddin bayrami hakkındaki kitabı.
Ocak mukaddestir, ateş hiçbir zaman söndürülmez. Ocağın sönmek demek hayatın bitmesi demektir. Göçer kültüründe "ocağı sönmeyesice" ve "ocağı sönesice"; "ocağı batasıca", "ocağı batmayasıca", vb. dua ve bedduaları da bunun güzel örnekleri arasındadır.
"Mezarlıkta, su yanında veya ıssız bir yerde uykuya dalan kahraman, rüyasında Hz. Hızır'ı veya pîrleri görür. Hz. Hızır kahramana üç defa bâde uzatır. Bunlardan birincisi Allah, ikincisi üçler, yediler, kırklar, üçüncüsü de bir güzelin aşkınadır. Kahraman üçüncü bâdeyi ictikten sonra günlerce baygın yatar. Daha sonra saz sesiyle uyandırılır.
Kerem ile Aslı, Aşık Garip, Ercişli Emrah gibi hikayelerde bu şekilde "rüyada aşık olma" motifiyle karşılaşılır."
Kitap, alan ile alakalı olsun olmasın herkese hitap eden, dolu dolu ve ufku genişleten bir eser.
Günümüz gelenek ve göreneklerinde yer alan unsurların aslında hangi kanal ile bize geldiği, geldiği yolda geçirdiği değişimlerin görülmesini sağlıyor .
Yayımlanan makalelerini tek kitapta toplayan yazar, sizleri kültürü bol, ufku geniş bir yolculuğa çıkarıyor, üstelik akademik bir üslupla. :)))
Bu kitabı okuduktan sonra halk şairlerinin ve aşıklarının şiirlerinin daha hoşuma gittiğine kesin karar verdim. Pek çok şiir kitabı okuyorum bu aralar ve yüzde 90'ı beni sıkıyor bunaltıyor. Bu durum şiire olan zayıf tutkumu daha da köreltiyor. Şiirler tanışmak ve onu sevmek için yaptığım tüm çabalar sonuçsuz kalmak üzere ama bu kitap beni biraz rahatlattı açıkçası çünkü halk şairleri ve ozanlardaki sadelik ve duyguyu anlatmadaki duruşları gerçekten çok hoşuma gitti. Bunda bu kitabın derleme olması da çok etken. Çünkü seçme şiirler var seçme şiirler olmasa gene aynı duygular olur muydu bilmiyorum açıkçası.
Halk şiirlerine ilginiz varsa tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar.
Biyografi okumak her zaman bana çok iyi geliyor. Tarihe adını altın harflerle yazdırmış, iz bırakmış insanların hikâyeleri her zaman okunup öğrenilmeli. O yüzden okumanızı tavsiye ediyorum güzel insanlar