Üniversite yıllarımdan bu yana hayranlıkla okuduğum yazarlardan biridir Ali BULAÇ.Özellikle Nuhun Gemisine Binmek adlı eserini bitirmeden uyuyamadım.Bu kitabı çıkınca merakla alıp hemen okuyuvermişim.
“Zihinler üzerinde katı blokajlar kalkmadıkça özgürleşmek mümkün değildir,bu bazen bir kavram,bazen bir şahıs,bir heykel,bazen bir ideoloji,bazen kutsal bir kisveye büründürülmüş dünyevi bir çıkar olabilir.Blokaj zihni kilitler,ufukları kapatır,dünyayı küçültür,bu özelliği dolayısıyla bu blokaj ruhun zindanı,hapishanesi olur”diyen BULAÇ bugünlerde bu blokajın neresinde,ortasında mı,üstünde mi onu da kitabı merak edip okuyanların takdirlerine bırakıyorum.Mevlana’nın İslamdan sıyrılıp Hümanizme götürüldüğü,islamsız bir Müslümanlığın merkezi olduğunu ve bunu kimlerin yaptığını özetlemiş.Hanefi mezhebinin önderi Ebu Hanife ise bu mecraya çekilememiş,çünkü Ebu Hanife’de hümanizme çekilecek bir düşünce ve yaşayış olmadığından ve Mevlana gibi Hazreti Muhammedin yerine oturtulamadığından sözetmiş yazarımız.
Yunus Emre ve Hacı Bektaş’ı da özetlemiş.Modern dünyada insanın bir makineye dönüştürülüp tüm maddi ihtiyaçlarının giderildiğini ama gerçek ihtiyacı olan ruh dinginliğinin rafa kaldırıldığını bu yüzden mutsuz olduğunu anlatmış.
Huzuru tevhidde bulacağını belirterek son vermiş sözlerine.
Kitaplar, akıllı insanların bahçeleridir. (Hz.Ebubekir ra)
