Sahabeyi tanımak, Hz. Peygamber'i, yaşantısını, mücadelesini, tebliğini, davasını, yönetimini, sünnetini, yetiştirdiği toplumu, kendisinden sonraki hâdiseleri, fetihleri ve hatta Mekke'yi Medine'yi tanımak demektir.
Hz. Osman, Abdullah b. Mesud ve Abdurrahman b. Avf başta olmak üzere sayıları yediye ulaşan sahabiler vefat ederken mallarını ve ailelerini Zübeyr b. Avvam'a emanet etmiştir.
Cahiliye devri Arap şiirlerinde Türkler'den, daha çok askeri yönlerini, kahramanlıklarını belirtir şekilde bahsetmeleri ilk temasın askeri yönden olduğunu göstermektedir. Arap şairlerinin, Türkler'in kahramanlığından korku ile karışık hayranlıkla bahsettikleri dikkat çekicidir.
Abdullah b. Zübeyr, sahabenin küçüklerinden sayılmaktadır. Yedi yaşındayken babasıyla beraber Peygamberimiz'in (sas) huzuruna gelerek ona biat etmiştir.
Mekke muhasarasında yardıma gelen Haricilerin, Hz. Osman hakkındaki görüşünü sormaları üzerine Abdullah, Hz. Osman'ı hayırla anmış, Hariciler ise bu cevap üzerine Abdullah'ı terk etmiş ve daha sonra onun en azılı düşmanı olmuşlardır.
"Arapların karşısına Türkler çıkacak. Arapları Şiyh otlağı ve Kaysum'a kadar takip edecekler. Bu yüzden onlarla savaşmak hoşuma gitmiyor." (Hadis-i Şerif)
Hz. Hüseyin'i, yolda karşılaştığı şair Ferazdak'ın "Ey Hüseyin! Kûfelilerin gönülleri seninle, fakat kılıçları Yezid'le beraberdir. Yardım ve zafer ise göklerdedir." sözü dahi yolundan alıkoyamadı ve nihayet Kerbela'ya vardıklarında Ömer b. Sa'd komutasında ordu tarafından yolu kesildi ve 10 Muharrem 61/681 Cuma günü şehit edildi.
Onun doğumuyla Müslümanlar büyük sevinç yaşamışlar, bu sevinçlerini tekbirlerle dile getirmişlerdir. Çünkü Medine'ye hicretin hemen ardından Yahudiler, Muhacirlere sihir yaptıklarını, bu sihrin etkisiyle artık onlardan hiçbirinin çocuk sahibi olamayacakları yalanını yaymışlardır.