Hakkında
Yazarımız 1940 yılında doğdu. 1957 yılında Ladik İlköğretmen okulu'na girdi ve arkasından 1963 yılında Ankara Yüksek Öğretmen Okulu'nu bitirdi. 1964 yılında Orta Doğu Teknik üniversitesi Fen - edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü'ne girdi ve 1968 yılında bu üniversiteden mezun oldu. Aynı yıl Atatürk Üniversitesi Fen - Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü'ne asistan olarak göreve başladı. 1972 yılında doktorasını tamamladı. 1972 ile 1977 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Fen - Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü'de çalıştı ve 1977 yılında doçent oldu. 1981 - 1983 yıllarında Belçika Özerk Üniversitesi'nde dersler verdi. 1983 yılında profesör oldu. 1988 - 1990 Kıbrıs'ta Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde çalıştı. 1998 yılına kadar Atatürk Üniversitesi Fen - Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü'nde çalıştı. 1998 yılında emekli oldu. Halen Doğuş Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi'nde öğretim üyesidir. Evl ve bir oğlu vardır.
Tam adı:
Prof. Dr. Ali Dönmez
Unvan:
Öğretim Üyesi, Matematikçi, Yazar
Doğum:
1940
Okurlar
5 okur beğendi.
21 okur okudu.
1 okur okuyor.
45 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Çevirdiği Kitaplar
Sözler ve Alıntılar
"İnsanların küçümsenemeyecek bir bölümü söyleneni, içeriğine bakmaksızın yerine getiriyorlardı. Buyruğun, ilgili bir yetkeden [otoriteden] geldiğini algıladıkları sürece, herhangi bir vicdan sınırlaması söz konusu olmaksızın, yürürlüğe konduğu görülüyordu."
Sayfa 25 - Gündoğan YayınlarıKitabı okudu
İnsan evinde merdivende oturmaz ama onu kullanarak her yere çıkar,her yere ulaşır,aynı şekilde insan aklı da sayılarda yaşamaz ama onlarla bilime ve her türlü sanata varır.
Sayfa 36
Kentlerde yaşam
En son olarak da önlem alınmaması durumunda, bireyi yutacak boyutlarda, yoğun girdileri emmeleri için uzmanlaşmış kurumlar yaratmaktır. New York'ta yaya kaldırımlarını sürekli dolduran bir dilenciler ordusuna dönüşebilecek 1 milyon kişinin parasal gereksinimleri ile ilgilenen sosyal hizmet kurumları vardır.
Sayfa 46 - Gündoğan YayınlarıKitabı okudu
"Bazı insanların psikolojik olarak kendilerini içinde buldukları koşulların bağıntılarından kurtarmada yetersiz kaldıklarını söylediğimize göre benim görüşümün felsefesel bir sav olduğu düşüncesi oldukça doğrudur. Fakat böyle olması, koşulların etkisiyle, boyun eğenleri ahlâksal sorumluluktan kurtaramaz."
Sayfa 27 - Gündoğan YayınlarıKitabı okudu
Gardiyanlar da "kişiliksizleştirilmişlerdi". Tek tip gri üniformalar giyiyor, kendileri ile gözle iletişimi olanaksız kılan gümüş yansıtıcılı güneş gözlükleri takıyorlardı. Kendilerine verilen plâstik sopalar, düdükler, kelepçeler, hücre ve "giriş kapısı" anahtarları güçlerinin simgelerini oluşturuyordu. Gardiyanlarımız, nasıl
Sayfa 33 - 34 Gündoğan YayınlarıKitabı okudu
İletiler
Henüz kayıt yok
Yorumlar ve İncelemeler
Henüz kayıt yok