Diyarbakırlı Emirzâde unvanıyla tanınan bir aileye mensuptur. İlk tahsilini Sülûkiye Mescidinin mektebinde yaptı. Özel hocalardan sarf, nahiv, mantık, tefsir, fıkıh, Farsça ve Arapça okudu. Memuriyet hayatına Mardin Sancağı Tahrirat Kaleminde başladı (1876). Daha sonra Diyarbakır Heyet-i Teftişiye Kalemi müsevvidliği (1879), Ankara Vilâyet Merkez Sancağı Âşar müdürlüğü (1880), İç-il (1881), Kozan (1882), Adana (1884) merkez sancakları Âşar müdürlüğü, Adana Vilâyeti Âşer Nezareti Başkitabeti (1886), Leskovik(1887), Kırşehir ve Trablusşam sancakları muhasebeciliği (1894), Mamuretü’l-Aziz (1895), Erzurum (1895) defterdarlığı, Yanya ve İşkodra vilâyetleri maliye müfettişliği, Halep Defterdarlığı (1900), İstanbul Maliye Kupon İdaresi müdürlüğü (1905), Yemen Heyet-i Teftişiye üyeliği (1905-1906) yaptı. 1907’de emekliye ayrıldı. Bu görevlerinin dışında birçok görevi de vekâleten yürüttü. Emeklilik sonrası son yıllarını İstanbul’da bağışladığı kitaplarıyla kurulan Millet Kütüphanesinde geçirdi. Hayatını kitaplara vakfetti ve evlenmedi. 23-24 Ocak gecesi sabaha karşı ağırlaşması üzerine kaldırıldığı Şişli Fransız Hastanesinde vefat etti ve kurduğu Kütüphanenin yakınındaki Fatih Camii haziresine defnedildi. Osmanlı Tarihi ve Edebiyatı Mecmuası, Tarih ve Edebiyat ve Amid-i Sevdâ adlı dergileri yayınladı. Üç divan teşkil edecek kadar şiir yazdı. Aynı zamanda bir arşivci olan Ali Emîrî, Hazine-i Evrak’taki vesikaların tasnif işini idare etti ve 53 ciltlik katalogunu hazırladı. O zamana kadar bir nüshası bulunamayan Dîvânü Lügati’t-Türk’ü bir sahafta bularak ilim dünyasına kazandırdı. Yemen Hâtırâtı dışında daha birçok eseri yazma hâlindedir ve basılmamıştır. Matbu eserleri şunlardır: Tezkire-i Şuarâ-yı Âmid (1911), Osmanlı Vilâyât-ı Şarkiyyesi (1918, 1992), Ezhâr-ı Hakîkat (1898), Levâmiü’l-Hamîdiyye (1894), Cevâhirü’l-Mülûk (1901), Esâmî-i Şuarâ-yı Âmid (2003).