Ali Kemal Gökgiray

Ali Kemal GökgirayYavuz Sultan Selim Han'ın Liderlik Sırları yazarı
Yazar
7.0/10
1 Kişi
8
Okunma
2
Beğeni
948
Görüntülenme
Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktığında ülkenin durumu hiç açıcı değildi.
Reklam
Söz sırası Sadrazam Tevfik Paşa'ya gelince "Ben sözü Türk Milleti'nin gerçek temsilcisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başdelegesine bırakıyorum" diyerek konuşma yetkisini TBMM'ye verince İtilaf devletleri her türlü görüşmeyi TBMM heyetiyle yaptı.
Bizler O'nu yakamızda değil de beynimizde taşımayı becerdiğimiz gün kendisinin bizler için harcadığı çabalar, döktüğü terler, verdiği emekler boşa gitmeyecek...
" Çocukluğumda elime geçen iki kuruştan birini eğer kitaplara vermeseydim bugün yapabildiğim işlerin hiçbirini yapamazdım. " Mustafa Kemal ATATÜRK
" Ölülerden yardım istemek uygar bir topluluk için utanç vericidir. " Mustafa Kemal ATATÜRK
Reklam
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal'in Çanakkale'de göstermiş olduğu kahramanlık memleketin her tarafına yayılmış, adı dilden dile söylenir olmuştu. İşte bu şöhret ve güven ile ölümüne kadar Türk milletini peşinde sürüklemiştir.
Mustafa Kemal, 12 Haziran'da Havza'dan Amasya'ya geçerken sivil kıyafetlerini giydi. Artık bir üniforma sahibi değil, bir "millet adamıydı."
- "Sarayların içinde Türk'ten gayrı unsurlara dayanarak, düşmanlarla ittifak ederek Anadolu'nun, Türklüğün aleyhine yürüyen çürümüş gölge adamlarının Türk vatanından kovulması, düşmanların denize dökülmesinden daha kurtarıcı bir harekettir." Mustafa Kemal ATATÜRK
"Benim nazarımda yirmi yaşında bir yobaz ihtiyardır. Yetmiş yaşında bir idealist de gençtir." Mustafa Kemal ATATÜRK
Reklam
"Memlekette parça parça, yer yer gençlik yoktur. Yalnız ve toplu olarak Türk gençliği vardır!.." Mustafa Kemal ATATÜRK
Mustafa Kemal Atatürk
– Niçin kaçıyorsunuz? dedim. – Efendim düşman! dediler. – Nerede? – İşte! diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler. Filhakika düşmanın bir avcı hattı 261 rakımlı tepeye yaklaşmış ve kemal-i serbesti ile (tamamen serbest olarak) ileriye doğru yürüyordu. Şimdi vaziyeti düşünün: Ben kuvvetlerimi bırakmışım, efrat on dakika istirahat etsin diye… Düşman da bu tepeye gelmiş… Demek ki, düşman bana benim askerlerimden daha yakın! Ve düşman, benim bulunduğum yere gelse kuvvetlerim pek fena vaziyette duçar olacaktı (düşecekti). O zaman artık bunu bilmiyorum, bir muhakeme-i mantıkiye (mantıki durum tartışması) midir, yoksa şevki tabiî (içgüdü) ile midir, bilmiyorum; kaçan efrada: – Düşmandan kaçılmaz, dedim. – Cephanemiz kalmadı, dediler. – Cephaneniz yoksa, süngünüz var, dedim. Ve bağırarak bunlara süngü taktırdım, yere yatırdım. Aynı zamanda Conkbayırı’na doğru ilerlemekte olan piyade alayı ile cebel bataryasının yetişebilen efradının marş marşla benim bulunduğum yere gelmeleri için yanımdaki emir zabitini geriye saldırdım. Bu efrat süngü takıp yere yatınca düşman efradı da yere yattı. Kazandığımız an bu andır.”
Sayfa 28 - Kum Saati yayınlarıKitabı yarım bıraktı
-" Cumhuriyet, ahlâki erdeme dayalı bir idaredir. Cumhuriyet erdemdir. Sultanlık korku ve tehdide dayalı bir idaredir. Cumhuriyet erdemli ve namuslu insanlar yetiştirir. Sultanlık korkuya, tehdide dayalı olduğu için korkak, alçak, sefil, rezil insanlar yetiştirir. Aralarındaki fark bundan ibarettir." Mustafa Kemal ATATÜRK
" Fikirler, cebir ve şiddetle, top ve tüfekle asla öldürülemez. " Mustafa Kemal ATATÜRK
Resim