1931’de İstanbul’da doğdu. 1950’de Taksim Erkek Lisesini, 1959’da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi Bölümünü bitirdi. Aynı üniversitenin Psikoloji Bölümünden de mezun oldu. İslami ilimler üzerine özel dersler aldı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İslam Araştırmaları Bölümünde asistanlık ve orta dereceli okullarda din bilgisi öğretmenliği yaptıktan sonra, 1966’da İstanbul Yüksek İslam Enstitüsüne öğretim görevlisi olarak tayin edildi. 1988’de doktorasını tamamladı, 1998’te profesör oldu. Aynı yıl yaş haddinden emekli olan Prof. Dr. Ali Murat Daryal, bir süre daha Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde sözleşmeli olarak görevine devam etti.
Uzun süre kanser tedavi gören Prof. Dr. Ali Murat Daryal 16 Mart 2017 tarihinde vefat etti. İstanbul Şakirin camiinde cenaze namazı kılındıktan sonra Karacaahmet mezarlığına defnedildi.
" Mescide girdikleri zaman, Müslümanlar Yâ Resûlallah! Onlar müşrik oldukları halde Mescide girdiler, dediler. Peygamberimiz Aleyhisselam, yeryüzü hiçbir şeyden kirlenmez buyurdu.
Muğribe b.Şûbe, Ya Resûlallah! Kavmimi benim evime indir de onları ben ağırlayayım. Çünkü benim onlara karşı işlenmiş bir suçum var dedi. Peygamberimiz Aleyhisselam kavmini ağırlamandan seni menedici değilim. Fakat 'Ben onları Kur'ân dinleyebilecekleri bir yere indireceğim' buyurdu.
(...)
Sakif temsilcileri, geceleyin okunan Kur'ân-ı Kerîm âyet ve sûrelerini ve ashabın teheccüd namazında okuduklarını dinlerler, Müslümanların beş vakit namazda saf oluşlarını hayretle seyrederlerdi. Sakif temsilcileri, Müslüman oluncaya kadar, Peygamberimiz Aleyhisselam'ın gönderdiği yemekleri yedikten ve ellerini yüzlerini yıkadıktan sonra orada istedikleri kadar kalırlardı. Daha sonra Muğire'nin evine dönerlerdi. "
Kitapta Islâm'ın emir ve yasaklarının ve Islami geleneğin aslında neleri kapsadığını ve neyi dayanak aldığını anlatıyor. Allah de gerisini salla mantığından ziyade insan-insan ilişkileri için de geçerli ve muteber bir netice koyuyor ortaya.
İcerisinden minik bir konu; kediler toplumların özelliklerini yansıtırlar. Musluman bir ülkenin iskelesine yanaşan gemiden inen kisi, kıyıdaki bir banka otuturur. Bir kedi insanmış edasıyla banka, yanına oturur patilerini yalamaya başlar. Adamdan hiç korkmaz, çekinmez. Başka bir dinin yaşandığı bir ulkede ise kedilerin insanları görduklerinde 10 metre kaçtıklarını sürekli saklandıklarını keşfeder. Batıl olmayan inanç; insan ile hayvanların merhametin getirdiği uyum içerisinde yaşamalarıni ister.