Ali Şimşek

Ali ŞimşekYeni Orta Sınıf author
Author
Compiler
Editor
8.0/10
3 People
20
Reads
2
Likes
594
Views

About

Marmara Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi’nde ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okudu. Çeşitli yayınevlerinde editörlük yaptı. Yazıları Pasaj, Evrensel Kültür, Yeni Sinema, Yeni Film, soL, Cumhuriyet, Varlık, Sanat Eylemi, Üç Nokta, Bağımsız’da yayınlandı. 2008-2012 yılları arasında BirGün gazetesinde kültür sanat editörlüğü yaptı ve yazılar yazdı. Yurt Gazetesi Kültür Ek yayın yönetmenliğinde bulundu. Orta sınıflar ve popüler kültürel stratejiler üzerine Boğaziçi, ODTÜ, Marmara, Bahçeşehir, İTÜ, Yıldız, Kültür ve Yeditepe Üniversiteleri’nde konferanslara katıldı. 2004-2012 yılları arasında Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Kültürel Çalışmalar Yüksek Lisans programında ve İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde medya, küreselleşme, popüler kültür ve sinema üzerine dersler verdi. Şu an sanatatak.com sitesinde sanat eleştirileri yazıyor. AICA-Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği üyesidir.
Title:
Yazar, Sanat Eleştirmeni
Birth:
Gaziantep, Türkiye, 1970

Readers

2 readers liked.
20 readers read.
16 readers will read.
1 readers left half.
Reklam

Quotes

See All
Reklam
1990‘lı yılların en gözde kavramlarından “cool“ ise narsizim, ironik kayıtsızlık ve hazcılıkla yakından ilgilidir. İronik kayıtsızlık, kişinin gerçek duygularını gizleyerek bu duyguların tam tersini göstermesidir. Türkçeye “serin duruş“ olarak tercüme edebileceğimiz “cool” The Oxford English Dictionary’de şöyle tanımlanmaktadır.“ Heyecan ve coşku duygusunu kaybederek, daha hevessiz ve tutkusuz hale gelme. Tutku ve duygulardan etkilenmeyen, heyecansız, uzun uzun düşünen, sakin.”
‘Haftalık dergilerin çoğunun kapak konusu ya da dosyasında şu fark edilebilir: Adlandırma ve imaj,haberden ya da hikayeden önce gelir. Önce ad konur, imaj tasarlanır; sonra artık tanıdık kılınan hayat hikayeleri bu sözel ya da görsel adlandırmanın içine yerleştirilir.’Nurdan Gürbilek
Peki, yeni orta sınıf (YOS) terimiyle ne anlatmak istiyorum? Aslında çok karmaşık değil. Bu kesimi oldukça dar bir anlamda ele almak yanlısıyım. 1990’lı yıllarda bütün dünyada sayıları artan, çoğu alt ve geleneksel orta sınıflardan devşirilmiş, üniversite mezunu ve ağırlıklı olarak neoliberalizmin kilit finans, bankacılık, bilişim, medya ya da yaratıcı sektör gibi hizmet alanında çalışan ücretli, beyaz yakalı bir kesimden bahsediyorum.Kendini mekansal ve kültürel olarak geldiği alt-orta sınıflardan, hatta burjuvaziden bile ayrıştırmaya çalışan, küresel etkilenmelere fazlasıyla açık, dinamik bir kesimden bahsediyorum. Ebeveynleri gibi 1945 sonrası Fordist düzenin hiyerarşik disiplini, liyakatcılığı ve meslek ahlakıyla belirlenmemiş, çileci bir tasarrufçulukla malul olmayan, tüketim ve haz odaklı, uyarlanabilir esnekliği alışkın bir arzulama pratiğine sahip olmaya çalışan, vitrini parlak bir eğitimliler ordusuydu YOS. 1980’li yılların sonunda diplomalarını alıp, 1990’lı yılların yükselen hizmetler sektörüne akmaya çalışan, yüksek maaşlar ile mest olmuş neşeli beyaz yakalılar, yani plaza arıları. Beni bu dinamik ve riskli sosyolojinin nasıl kültürel farklılaşma setleri inşa etmeye çalıştığı, farklılaştırma mekanizmaları ve arzu politikaları ilgilendirdi daha çok.
Sayfa 196
‘ Gülmenin ezilenler ve madunlar için olağanüstü bir gücü vardır: Nesneyi yakına getirir, onu parmağın bildik bir hareketle her yanına dokunabileceği somut temas bölgesine çeker, baş aşağı döndürür, içini dışına çıkarır, ona yukarıdan bakar, ondan kuşkulanır, onu böler, parçalarına ayırır; soyup sergiler, özgürce inceler ve onunla deneyler yapar. Gülme bir nesne karşısındaki, bir dünya karşısındaki korku ve acıma duygusunu ortadan kaldırır; onu tanınan bir nesneye Dönüştürür, böylece özgürce araştırılması için zemin hazırlamış olur. Gülme, korkusuzluk gibi bir ön koşulun gerçekleştirilmesinde yaşamsal etmendir; bu ön koşul olmaksızın dünyaya gerçekçi yaklaşmak olanaksızdır. Gülme bir nesneyi kendine çekip bildik kılarak onu gerek bilimsel gerek sanatsal sorgulayıcı deneyin ve özgür deneysel düşgücünün korkusuz ellerine teslim eder.’ Barry Sanders
Sayfa 108
Basit anlamıyla sermaye hareketlerinin üretim ve sanayiden, başta finans-bankacılık ve borsa olmak üzere rant-faiz, spekülasyon faaliyetlerine kayması olarak nitelendirebileceğimiz neoliberalizm, özel-sektör merkezli bir hizmetler sektörünü geçmiş dönemle kıyaslanamayacak oranda genişletecektir. Bilgi işlem (IT), bankacılık, finans, medya, reklâmcılık, halkla ilişkiler, turizm, yeme-içme, eğlence sektörleri hem yeni orta sınıf için istihdam alanları hem de en 'şık' vitrini olarak onları hedefleyecektir. Kısaca söylemek gerekirse: 3B: Banka, Basın, Bilgi-İşlem; fabrikaya karşı ofis!

Updates

See All
Reklam
Henüz kayıt yok

Comments and Reviews

See All
Henüz kayıt yok