Öncellikle kesinlikle harika bir kitaptı. Konusundan bahsedecek olursam, Ethan adındaki karakterimizin bir meydan okuma sonucunda arkadaşı Kacey'i maalesef kaybetmesinin ardından ailesinin hiç görüşmemelerine rağmen çocuklarını hayata döndürmek için Büyükbaba Ike'nın evine gitmesi ve bunun sonucunda yeni başlangıçların mümkün olup olmadığını görüyoruz. Bunun yanında Ethan'ın psikolojik çözümlemelerini, hayata bakışını öğreniyoruz. Bana sorarsanız bu kitapta herkes kendinden bir parça bulabilir. Kendine bir umut ışığı arayanlara, yeni başlangıçlara yelken açmaya,ve hiçbir şeye veda etmek zorunda olmak istemeyenlere çünkü Büyükbaba Ike'nın da dediği gibi "hatırladığın müddetçe veda etmeyeceksin... "
Bazen suçluluğa ya da kedere tutunuruz. Çünkü bizi özlediğimiz insana bağlayan son şey onlardır.Onları bırakmak istemeyiz Çünkü geriye başka hiçbir şeyimiz kalmamış gibi hissederiz.Ama bu tehlikeli, Ethan...
Cesaret ve sevgi duygularına vurgu yaparak bitirilen kitapta gördükleri ve duyduklarının ötesini merak eden kız çocuğu Alma’yı okuyoruz. Fakat daha öncesinde değinmem gereken bir şey varsa o da çizimleridir. Karakter tasarımı, renk kartelası ve yaratılan dünya hikayeye bizi daha çok ortak ediyor.
Düzen diye varsayılan ortamlardan uzaklaşan “saf” niyetliliğin timsali çocuklar ve hayvanlar üzerinden ilerliyor hikaye. Alma yaşadığı kasabaya, ona bakan amcasına ve belediye başkanına karşı çıkarak büyüttüğü ayı ile beraber bir yolculuğa çıkıyor. Ait olacakları o yeri bulmanın yolculuğu. Yolda başka çocuklar ve onların hayvanlarıyla da rastlaşıyorlar.
Dağ yerlileri, köy halkı, şehirliler derken hep çizilmiş sınırlar ve kendine ait olduğu iddia edilerek ötekinin dışlandığı durumlara şahit oluyorlar çocuklar. Fakat inandıklarından vagzeçmeyip yola devam ediyorlar. Nihayetinde zorlu aşamaları geçip göğe tırmanarak başka çocuklar ve hayvanların olduğu o çok güzel yere kavuşuyorlar. Alma ve ayısı ait hissediyorlar artık.
Kitabın sonu bu bakımdan umutlu bitiyor gibi görünüyor.
Ancak bir başka açıdan ise kötü ve dışalanmaların olduğu o ortamlardan kurtulmanın tek kapısının gökte olması vurgusu bir bakıma öteki alemi işaret ediyor gibi… Artık dünya gezegeninde pek de yer kalmadı der gibi… Tabii gerçek fikri yazarına sormak lazım. Şimdilik bunlar birer varsayım.
Çocuk kitabı olarak okunabilecek güzellikte…
Bazen suçluluğa ya da kedere tutunuruz çünkü bizi özlediğimiz insana bağlayan son şey onlardır. Onları bırakmak istemeyiz çünkü geriye başka hiçbir şeyimiz kalmamış gibi hissederiz.