“Tak bir gerçek yoktur. Çeşitlidir gerçek. Her söylenenin ardında çarpıtılmış, yer değiştirmiş dahası belki karşıtına dönüşmüş, yalıtılarak ele alındığında doğru olsa bile o anki bağlamla ilişkisiz bulanık bir resim bulunabilir.”
Dokundukları yerde silinmesi olanaksız izler bırakır, hiçbir zaman yokolup gitmez kimi şeyler. Çoğunlukla yaptığım gibi, bunu da sorgusuz sualsiz kabul ediyorum. Bir zorunluluk bu, nesnenin doğasından gelen.
Hepimizin bu türden, üzerine titrediğimiz, gizli gizli beslediğimiz, yalnız kaldığımız anlarda aynadaki yansımızı seyredercesine hayran hayran seyrettiğimiz, zararsız, ufak tefek takıntılarımız yok mudur?