Ali Teoman

7.8/10
430 Kişi
1.396
Okunma
81
Beğeni
8,5bin
Görüntülenme
hele, güzelin karşısında başımızın dönüşü daha dünkü mesele.
Sayfa 161
Kanunu budur kavanoz dipli dünyanın: Yüze gülünür, saman altlarından ne sular yürütülür.
Sayfa 118
Reklam
Ortalıkta kalıbını gezdirmekten başka hiçbir işe yaramayan, amaçsız, haritasız, rotasız, serseri mayın, fuzuliyattan bir adam müsveddesiydim ben artık. Benim hikayem anlatılmaya değmezdi, hayır, benim hikayem kesinlikle anlatılmaya değmezdi.
Sayfa 106
İşlerin eninde sonunda mutlaka iyiye gideceğine inananlar, Polyanna denen kuş beyinli pakizeden de beter gaflet ve delalet içindedirler.
Sayfa 98
Her şey yolundaydı ve biz olumsuzluk mertebesine ermiş yarı tanrılardık.
Sayfa 81
Arpacı kumrusu gibi pineklemek yaraşmaz bize; âdemoğlu dediğin yolunda gerek.
Sayfa 77
Reklam
Ne Mü ne de ben birer roman kahramanıydık; hayat hikayemizin tüm sarp iniş çıkışlarına, tüm akıl almaz sapmalarına, tüm arabesk dolambaçlarına rağmen, sapına kadar gerçek, dolayısıyla da mecburen sıradan insanlardık ikimiz de.
Sayfa 58
Sen ya da beğenme, zaman seni hep aşar, moruk.
Sayfa 57
Ama her şeyin bir sonu vardır, moruk, hatta sonun bile bir sonu vardır.
Sayfa 46
Katran kıvamında, derin ve bulanık bir suyun ağır akışına bırakmıştım kendimi; beni nereye sürüklerse oraya gidiyordum.
Sayfa 46
Reklam
007 amcamızın da fevkalade ferasetle belirttiği gibi, sadece iki kere yaşar insan. Peki ya gönüllerde?
Sayfa 44
Ama zaten boş bir kuruntudan başka nedir ki ‘anlam’ denen şu pek mühim keyfiyet?
Sayfa 25
Sonuç olarak, herkes kendi hayatını okuyor ve yazıyordu.
Sayfa 23
Velhasıl-ı kelam, diyebilirim ki, hayat-ı perişanım, ağır edebiyat ve bitirim fiiliyat arasında kararsız bir saat rakkası gibi bir o yana bir bu yana sallanarak geçmekteydi.
Sayfa 22
Geçmişe özlem esas sen bariz bir yaşlılık hastalığıdır.
Sayfa 15