Seher vakti çaldım yârin kapısın
Baktım yârin kapıları sürmeli
Boş bulmadım otağının yapısın
Çıkageldi bir gözleri sürmeli
_______________
Efendim ilk kez 2017 yılında okuduğum “Evin Mahremi Olmak” eserini dün bitirdim. Eser hakkında birkaç kelâm etmek istiyorum:
Eser, bildiğimiz ya da ilk kez rastlayacağımız bazı beyitleri ve şerhlerini içeriyor. Beyt hem ev hem de bir nazım birimine de işaret ediyor. Bu senedle kitabın adı “Evin Mahremi Olmak” Bildiğimiz ya da ilk defa rastladığımız beyitleri birçok yönden ama en çok da tasavvuf yönünden ele almış. Eğer gönlünüzde bir şâh (ks) yatıyorsa beyti okuyunca kendiliğinizden bir şerh oluşturuyorsunuz bile... Mesela Neşet Ertaş’tan dinlediğimiz “Seher Vakti Çaldım Yârin Kapısı” benim için yıllardır bir türküden ibaret değildir. Esasında bir türkü de değildir. Agâhî isminde bir nazlının tasavvufun seyr-ü sülûk erkânını anlatan bir metnidir. Kısaca açıklayayım: Bizim yolumuzda pazar sohbeti kavramı vardır. Pazar sabah namazına dergâhımıza Türkiye’nin dört bir yanından müridân gelir. Çoğunlukla imsak öncesi yani seher vaktinde ulaşırız. İşte “Seher Vakti Çaldım Yârin Kapısını” kelâmında aklıma gelen budur. “Çıkageldi Bir Gözleri Sürmeli” sözünde ise mürşidimizin mescide gelmesi, mihraba ilerlemesi gelir gözümüzün önüne. Bize mürşidimizi hatırlatan bu güzel eserde rabıta, vird , tövbe, zikrullah, sohbet, ziyaret, dünyanın geçiciliği, dua, Allah’a yakın olmak, Peygamberimiz’in güzelliği, elif, gül ve bunun gibi birçok remzin tasavvûfi anlayışını okuyacaksınız. Herkese tavsiyemizdir ammâ evvelen nazlılara.. O nazlılar, kendini iyi biliyor.
