Hiç kırsal bir alanda gece gökyüzüne dikkatlice baktınız mı? Sizi içine çeken sihirli pinltılarla dolu, karanlık, biraz ürkütücü ama yine de bakmaya doyulmaz bu manzarayı büyük şehirlerde göremiyor olmamız ne kadar üzücü değil mi? Bizi bu meditatit manzaradan alıkoyan şeyse tahmin edeceğiniz üzere ışık kirliliği. Yeryüzündeki ışıkların atmosferin etkisiyle saçılıma uğramasıyla ortaya çıkan ışık kirliliği, aynı zamanda yaban hayatını da olumsuz etkiliyor. Tüm evreni bir gezegen ölçeğinde düşünürsek, içinde bulunduğumuz galaksi olan Samanyolu'nu da bir sokak olarak kafamızda canlandırabiliriz. Tabii bu benzetme tam olarak isabetli değil. Zira evrende yaklaşık 200 milyar galaksinin olduğu düşünülürken tüm Dünya'daki sokak sayısı sadece 100 milyon. Öte yandan eskilerin dediği gibi, *Tesbihte hata olmaz". Samanyolu yani evimiz; diğer bir deyişle bizim sokak, çubuklu sarmal bir galaksi. Merkezinde Güneşimizden 4 milyon kat fazla kütleye sahip olan Sgr A adlı karadelik bulunuyor. 4 milyar yıl sonra Andromeda Galaksisi ile çarpışacağı tahmin edilen Samanyolu içinde yaklaşık 400 milyar yıldız ve trilyonlarca gezegen olduğu tahmin ediliyor. Aslına bakarsanız evrendeki galaksilerin özellikleriyle karşılaştırınca Samanyolu'nun sıra dışı olduğunu söyleyemeyiz. Fakat Güneş Sistemimizi barındırıyor olması onu yeterince özel yapıyor elbette. Eğer henüz yapmadıysanız bir gece kozmostaki sokağımıza -mümkünse kırsal bir alanda- uzun uzun bakin; günlük hayatta kafanıza takılan küçük şeylerin aslında gerçekten de ne kadar küçük olduğunun farkına varabilirsiniz.