Düşünür ve gezgin. Gezgin düşünür. Bir dünya flaneur'ü. Kendisiyle ortak hiçbir şeyi olmayanların izlerini sürmek, "öteki"ne dokunmak için dünyayı gezdi, hâlâ da geziyor. Gezdiği ve yazdığı yerler arasında Meksika, Küba, Peru, Filipinler, Nikaragua, Antartika, Tayland, Brezilya, Endonezya, Hindistan, Bangladeş, Guatemala, Sri Lanka ve Kamboçya var.
Aslan felsefe profesörü, anavatanı ABD'de Pennsylvania State University'de çalışıyor. Merleau-Ponty'nin Görünür ile Görünmez kitabıyla, "ötekinin filozofu" Emmanuel Levinas'ın hemen hemen bütün önemli eserlerini İngilizceye çeviren kişi.
2016‘nın sonlarından beri bu kitabı okumaya çalışıyorum. Zamanında adına vurularak almış, deli gibi merak ederek okumaya girişmiştim ama okumaya başlayınca bu merakım kısmen sönmüş ve yarıda bırakmayı seçmiştim, zira anlayamamıştım. Yeniden başlama kararı aldım bu yaz, nitekim bitirdim de bu kez, fakat sorsanız, hala ne anlattığını tam olarak anlatamam. Bazı kısımlarda ayılıp bayıldığımı hatırlıyorum sadece. Ayrıca kitaptaki fotoğraflar muhteşemdi, onlar da yazar tarafından çekilmiş. İlginç biri yazar, biyografisinde "flaneur" kavramı geçiyordu onu tanımlamak adına; herhangi bir yere varmayı amaçlamadan caddelerde, sokaklarda dolanan kimse olarak tanımlanabilir bu kavram. Daha detaylı bakmak mümkün, bunu da araştırmanızı tavsiye edebilirim, oldukça hoş çünkü. :) Gördüğünüz üzere, kitaptan bana kalanlar, kitabın özündense böyle küçük küçük şeyler daha ziyade. Ciddi ciddi anlayamadım pek. Anladığım kısımları alıntılar halinde paylaştım burada da zaten.
Dikkatli okumalar dilerim.
"Bir başkasıyla konuşmaya girmek, kendi silahlarını ve savunma düzeneklerini bir yere bırakmak; kendi mevzilerinin kapılarını sonuna kadar açmak; kendini ötekine, yabancı olana açmak ve kendini sürprizlere, karşı çıkışlara ve ithamlara açık tutmaktır. Kişinin ortak olarak bulduklarını ya da ürettiklerini riske atmasıdır. Konuşmaya girmek, kendini yabancılara, Balinezyalılara ve Azteklere, kurbanlara ve dışlanmışlara, Filistinlilere ve Quechualara ve Crow Kızılderililerine, düşçülere, mistiklere, delilere, işkence görmüşlere ve kuşlara ve kurbağalara açabilmek için gürültüye, müdahaleye, yerleşik çıkarlara ve bize her zaman kulak kabartan büyük biraderlerle küçük Hitlerlere karşı mücadele etmektir. Kişi konuşmaya öteki için bir öteki olabilmek için girer."
Ötekini tanımak, ötekine saygi duymaktır
'Davetsiz misafir' adlı deneme ötekiliğin dış hatlarını çiziyor. 'Yüzler, Putlar, Fetişler' adlı denemede gerçek değerlerin ortaklaşa sahip olduğumuz şeyler değil, her birimizi birey kılan öteki kılan şeyler olduğu açıklanıyor. 'Dünyanın mırıltısı'nda ise, dilin insanlar arasında uzlaşım yoluyla kurulmuş ; deneyimlerinizi birbirine denk,