İnsan her daim arayış içindedir. İlk insandan beri kaderi olmuştur. Modern zamanlarda bu arayışlar daha çetrefilli çünkü izmler hakikat arayışında olan insan için bir seçenek diye sunuldu dolayısıyla önündeki seçenekler arttı. Geçmiş zamanlarda daha keskin görünen sınırlar bugün sosa bulanmış iyi görünümlü fikirlerle ayırt edilmesi daha zor bir
İnsanların çoğu yazarı "Neden Müslüman Oldum?" isimli videosu ile tanıyordu başlangıçta. Ben de o videoyu izleyip tanımıştım. Çok fazla videosunu izlemiş biri değilim sadece ilgimi çeken konulara baktım bugüne kadar denilebilir. "Neden Müslüman Oldum?" videosundaki inşayı bu kitapta iliklerime kadar hissettim diyebilirim.
Bulutsuz bir yaz gecesiydi. Şehir ışıklarından mahrum kalan köyümde yıldızlar daha net bir şekilde seçiliyordu. Kendime birini seçebiliyordum bu yıldızlardan ve o en parlak olanı olurdu içlerinden. Köy pencerelerini bilenler bilir oldukça geniş olur duvarların kalınlığından dolayı. İşte pencere kenarına oturup kitap okumak gün içerisindeki köy
Peygamberliğin ispatı noktasında günümüzde yapılmış 'güncel bir araştırma kitabı' olarak kitabı tanımlayabiliriz. Kitabımızı ana hatlarıyla incelediğimizde isminin hakkını veren argümanlar kitap içinde kendini belli ediyor. Özellikle oryantalistlerin dilinde yazılması da kitaba başka bir ayrıcalık tanıyor, kuşkusuz.
Deliller noktasına
Hz Ali'ye atfedilen bir söz var "kişi, dilinin altında gizlidir" diyor. Bu söz aleni bir ifadeyle "kişiyi en güzel anlattıklarıyla tanırsınız" anlamı taşıyor. Derinlemesine incelediğinizde ise "bu tanıma, kişinin kendi çizdiği profili tanımak değil, kişinin profil çizmeye çalışırken kullandığı dil, yargılamaları,
Peygamberliğin İspatı
Bir gün önce sokakta karşılaştığınız, beraber yemek yiyip çay içtiğiniz arkadaşınız, bir gün sonra Peygamber olduğunu söylese tepkiniz nasıl olur?
Muhammet (s.a.v.) “Ben Allah’ın Resulüyüm,” dediği gün, Mekke halkının ilk tepkisi nasıl olmuştur?
Mekkelilerin tepkisini okuduğumuz ve dinlediğimiz kadarıyla öğrendik. Peki onların tutumunu birinci soruyu referans alarak hiç düşündük mü? Kalp ile tasdik ettiğimiz bir meseleyi dil ile ikrar ediyoruz ama akıl ile ikna olmaya ihtiyaç hissetmiyoruz. İman eden kalbimizin mutmain olması konusunda İbrahim’i (a.s.) neden örnek almıyoruz?
Bu video mutmain bir imanın peşinde olanlar için çekilmiştir: youtu.be/Xd-rsVCfhMo
