Anca Parvulescu kitaplarını, Anca Parvulescu sözleri ve alıntılarını, Anca Parvulescu yazarlarını, Anca Parvulescu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bebek hayatının ilk haftalarında (toplumsal cinsiyetsiz "varlık"), bir nevi yakarıda bulunur, sesini bir tür ileti olarak gönderir. Anne, bu yakarının muhatabıdır; bunu bir çağrı olarak kabul eder, bir talep olarak algılamaz. Aslında anne, bu yakarı sayesinde anne olur; muhatap olduğu ses üzerinden kendini anne olarak şekillendirir. Kristeva'nın anlatısında, annenin aldığı şey bilhassa gülmedir: gülme olarak ses, ses olarak gülme. Bebeklerin güldüğünü söylemek anlamına gelmez bu. Bu aşamada annenin ve çocuğun oluşturduğu o ikili "varlık" gülüyordur. Bu "varlık", gülme sesinin uzay-zamanıdır. Bu sahnenin zamansallığını nasıl tesis edersek edelim, Kristeva, bu uzay-zamanda sesin, "yani gülmenin üstün geldiğini" söyler. Söz konusu "varlık", gülmektedir.
Sanatın hedefi, seyirciyi içinde yaşadığı koşullara yabancılaştırmaktır; bunu da, diyaframın düşünceyi kışkırtan kasılma fırsatlarını yaratarak başarır, böylece gülen kişiyi, şimdiki zamana maruz bırakır.
Düşünce için en iyi başlangıç noktası gülmedir; genel konuşmak gerekirse, ruhum kasılmalarına kıyasla diyaframın kasılmaları, düşünce için daha düzgün imkanlar sunar çoğunlukla.