"Yoruldunsa yaslan bana," ve öteki cevap verse: "Seni yanımda hissetmek yeter bana..." Ama hayır! Gösterdiğin yol dar bir yol Tanrım, iki kişinin yan yana yürüyemeyeceği kadar dar.
Her "seçkin" salondaki her avizenin ille de bunlar gibi kristal salkımlı olması gerekmediği konusunda ikna olabildiğim gün, düşünce gelişimimde büyük bir adım atmış oldum..
"Daha çok genç...Evet kesinlikle geleceği çok parlak gözüküyor, ama bu başarılı olmak için yetmez."
"Başka ne gerekir?"
"[...] Güven, destek ve aşk gerekir..."
"Destek derken neyi kastediyorsun?"
"Benim görmediğim sevgi ve saygı."
Amélie'yi mutlu etmenin tek yolu, onun hoşlanmadığı şeyleri yapmamak, onlardan kendini sürekli olarak mahrum etmektir.
Yalnızca bu tür olumsuz sevgi belirtilerini göstermeme izin verir. Bir türlü, hayatımı ne kadar daralttığının farkına varmıyor.
Tanrı izin verseydi de benden çok zor bir iş yapmami isteseydi! Benden isteyeceği en tehlikeli işleri bile ne kadar sevinerek yapacağımı görseydi! Ama o, sıradan olmayan her şeyden nefret eder, hatta tiksinir gibidir. Hayatta ilerleme kaydetmek demek, geçmise birbirine benzeyen günler eklemekten başka bir şey değildir onun için. Yeni erdemler edinmemi, hatta sahip olduklarımı derinleştirmemi bile istemez; neredeyse bu durumu kabul etmez.
Kitaplığımdan uzaklaşmalıyım ...
Bir kitaptan ötekine ondan kaçıyor, onu yeniden buluyorum. Onsuz keşfettiğim bir sayfayı okurken bile, hala onun bana kitap okuyan sesini duyuyorum. Onu ilgilendiren şeylerden başka hiçbir şeyden zevk almıyorum. Düşüncelerim onunkilerin şeklini aldı, öyle ki ikisini karıştırmaktan hoşlandığım zamanlarda olduğundan daha zor ayıt edebiliyorum onları artık.
.