Her şey değişir. Hiçbir şey aynı kalmaz. Her dost er ya da geç bana ihanet eder ve her düşman, bir sevgili ya da bir dost olur ama değişmeyen tek şey şudur: Ben asla pes etmem. Pes edemem. Ben Batman'im. Şehri korurum. İnsanları kurtarırım. Suçları araştırırım. Masumları korurum. Suçluları cezalandırırım. Ve anlıyorum yani gerçekten anlıyorum. Batman'in hikayesinin sonu, o öldü. Çünkü sonuç olarak Batman ölür. Daha başka ne yapacaktım ki? Emekli olup golf mu oynayacaktım? Bu işler böyle olmuyor. Olamaz. Ölene kadar savaşacağım ve bir gün öleceğim. Ama o zamana kadar savaşacağım.
"Ben öldüm mü?"
"Henüz değil."
"Sen ölüm müsün?"
"Ölümün bir kişi olduğunu sanmıyorum Bruce."
"Öyleyse bana kim olduğunu söyle. Bana neler olduğunu olup bittiğini söyle."
"Sen dünyanın en büyük dedektifisin Bruce. Neden kendin çözmüyorsun?"
Öğrendiğim şey şu; hikaye ne olursa olsun bazı şeyler asla değişmez. Çünkü benden bahsetmediklerinde bile benden bahsediyorlar. Çünkü Batman'den bahsediyorlar. Batman taviz vermez. Bu şehri güvende tutuyorum... Şehir sadece bir kişi için bile daha güvenli olacak olsa da... Ve ben hiçbir zaman yenilgiyi kabul etmem ya da pes etmem. Bazen savaşırken ölürüm. Bazen muazzam şekilde, cesurca, şehri onu yok edecek bir şeyden kurtarırken ölürüm. Bazen küçük, ironik, göze çarpmayan bir ölümdür, bir çocuğu yangından kurtarırken ölürüm ya da korkmuş bir yankesiciyi yere devirirken.
"Bazen savaşırken ölürüm.
"Bazen muazzam şekilde, cesurca, şehri onu yok edecek bir şeyden kurtarırken ölürüm.
"Bazen küçük, ironik, göze çarpmayan bir ölümdür-- bir çocuğu yangından kurtarırken ölürüm ya da korkmuş bir yankesiciyi yere devirirken."
Stephen King "Neil Gaiman hikayelerle dolu bir hazine sandığı ve elini hangi işe atsa biz kârlı çıkıyoruz." diyor Neil Gaiman için. O kadar haklı ki gerçekten. Şimdiye kadar okuduğum iki kitabında çok güzel hikayeler aktardı. Yazdığı Sandman serisi zaten efsane ne kadar övsem az kalıyor. Şimdi de Batman için bir hikaye yazmış ve bilin bakalım nasıl? Evet doğru mükemmel. Pelerinli Süvariye Ne Oldu'da bize gerçekten de bunu düşündürüyor. Batman'in kendi cenazesini izlemesi ile başlıyor hikaye ve cenaze katılan herkes -ki bu kişiler onun yakın çevresi, dostları ve düşmanları- onun hakkında anılarını anlatmaya başlıyor ve hepsi farklı bir anı anlatıyor. Batman ise bunların hiçbiri ben değilim diye düşünüyor o sırada. Bu hikaye anlatan kişiler arasında en çarpıcı hikaye benim için Alfred'ın anlattığı hikayeydi. Ayrıca sonunda bir nevi Batman paradoksu var diyebiliriz. Zaten kısa olan bu ciltte ayrıca 3 tane daha bağımsız hikaye var. Benim düşüncem kesinlikle okunması gereken bir Batman çizgi romanı olduğu yönünde ama epik bir hikayeden çok duygusal yönde yazılmış bir hikaye diyebilirim. Son olarak şunu söylemek istiyorum, belki bilerek yapmıştır yazar ya da bana öyle gelmiştir bilmiyorum ama ufak bir Sandman göndermesi yakaladım sanki burada da.
Neil Gaiman
İlk olarak okuduğum en güzel çizgi romanlardan biriydi ve bana hakkında bir şeyler yazdıracak kadar kendini bana sevdirdi.
Hikaye değişik ve çok güzeldi. Çizimleri ise aşırı beğendim. Çok güzel çizimler, çok özel bir hikayeyle buluşmuş açıkçası bu çizgi romanda.
Okurken aşırı keyif aldığım bir çizgi roman oldu...
Batman ölmüş cenaze töreni yapılıyor. Herkes gelmiş (suçlular dahil) ve konuşma yapılıyor. Konuşma yapanların tamamı Batman'i kendilerinin öldürdüğünü söylüyorlar. Bunlar hikaye akışında bir yere bağlanmıyor. O yüzden çok da sevmedim. Gaiman'ın kat kat daha iyi işleri var