Anıl Çeçen

100 Soruda Kemalizm yazarı
Yazar
Derleyen
7.0/10
18 Kişi
89
Okunma
12
Beğeni
2.423
Görüntülenme

En Yeni Anıl Çeçen Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Anıl Çeçen sözleri ve alıntılarını, en yeni Anıl Çeçen kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Padişah, soysuzlaşmış, yalnızca kendi tahtını korumanın yollarını aramakta, hükümet ise güçsüz, korkak ve onursuz bir durumda boyun eğmiş, ordunun elinden silahları ve cephaneleri alınmış durumda.
Mustafa Kemal; hayatta herşey için, en gerçek yol gösterici olarak bilimi kabul etmiştir. Bilim ve bilimsel yöntem, kemalizmin temel dayanak noktasıdır. Bilimsel yaklaşım kendiliğinden pozitivizmi ana felsefe olarak gündeme getirir. Türkçe karşılığı “olguculuk” içimde tanımlanabilecek olan pozitivizm, olguların bilimsel yöntem ile incelenmesi ve bunun sonucunda ortaya çıkan gelişmelerin gene bilimsel yöntemlerle değerlendirilmesi biçiminde açıklanabilir. Toplumsal ve siyasal olayların analitik yöntemle ele alınması, olaylar arasındaki bağlantıların belirli süreler içinde gözlemlenerek kurulması, belirli ilişkiler arasında var olan durumların deneysel gözlemlerden sonra açıklanması, pozitivizmin ana yöntemlerindendir. Pozitivizm; felsefede var olan idealizm ve materyalizm ayrımını reddederek, insan toplumlarının var olduğu gibi ele alınmalarını, sosyal ilişkilerin, yine sosyal bilimin verileri ile değerlendirilmesini, siyasal gelişmelerin ise siyaset biliminin verileri doğrultusunda ele alınmalarını gerektirir.
Reklam
Kemalizm, bütün diğer ideolojilere karşı çıkarak, Türk ulusuna tam bağımsız bir gelecek arayışı içine girdi.
Kendisi, Yakup Kadri'nin bir ideoloji istemesine karşı çıkarak, bir ideolojiye dayanmanın donup kalmakla aynı anlama geleceğini söyleyerek ortaya kesin çizgilerle belirlenmiş bir ideoloji koymaktan kaçınmıştır. Ne var ki, daha sonraki yıllarında sürekli olarak pragmatik davranmış, Türk ulusunun ve başında bulunduğu eylemin günlük gereksinmeleri doğrultusunda eklektik davranarak, çeşitli görüşler ve yöntemler geliştirmiştir. Kendisine, hangi ideolojiyi izledi ya da hangisini yakın olduğu sorulduğu zaman, hiçbir ideolojinin izleyicisi olmadığını, taklitçilikten bilinçli bir biçimde kaçındıklarını, eğer bir benzetme yapmak gerekirse, buna “Biz bize benzeriz” biçiminde bir yanıt verebileceğini açıkça dile getirmiştir.
Kültür-Müzik İlişkisi
Bugünün Türkiye'sinde müzik alanına bakıldığı zaman, birbiriyle çelişkili kültür farklılaşmalarını yaşayan bir toplum yapısının tüm özellikleri kolayca görülebilir. Herkes kendi müziğini dinlemektedir. Dil bilen, yüksek öğrenimli, batıya dönük kişiler klasik batı müziği; geçmişe bağlı, geleneksel değerlere üstünlük tanıyan gelir düzeyi üstün, gece ve eğlence yaşamına düşkün, içkiyi seven kişiler Türk Sanat Müziği; Anadolu'nun çeşitli yörelerinde oturan ve geleneksel halk değerlerine bağlı bulunan, fazla tahsil görmeyen, kültür düzeyi yüksek bulunmayan, ekonomik gelişmeler karşısında kitlelerin yanında yer alan ilerici dünya görüşüne sahip kişiler Türk Halk Müziği; lise ve üniversite gençliği, kültüre önem vermeyen magazin düşkünü, eğlenceye meraklı aydın olmayan kişiler hafif batı müziği veya aranjman müziği; genellikle büyük kentlerin kenarlarında ve varoşlarında gecekondularda oturan, köyden kente göçetmiş fakat kentte umduğunu bulamamış, geçim sıkıntısı ve aile sorunları ile içiçe yaşayanlar şoförler ve benzeri ara işlerde çalışan esnaflar, işsiz ve başıboş gezenler arabesk müziği dinlemektedirler. Konuya biraz daha toplumbilim açısından bakılırsa bu liste daha da uzatılabilir. Ne var ki, insanlar kesin sınırlandırmalar içine konulamazlar. Yukarıda belirlenen genellemeler dışında kalan karma yapıda kişilere de çoğunlukla rastlamak olanaklıdır. Karma yapıdaki kişiler de ayrı bir genelleme kuralı oluşturabilirler ama diğer genellemeleri değiştiremezler.
Sayfa 278
Atatürk, başardıklarıyla Türk ulusunu devrimci bir yolda geleceğe çağırmıştır. Onun geleceğe çağrısında halkına anlatmak istediği devrimin oluşmasıdır. Ulusal geleceğe çağrısında halkına anlatmak istediği devrimin oluşmasıdır. Ulusal gelecek için değişmeyen çağrıları; tam bağımsızlık ve çağdaşlaşmadır. Tüm ezilen ulusları uyanmaya ve geleceğe bakmaya 1922 yılındaki şu sözlerle çağırmıştı: "Ne var ki, bu baskı ne denli güçlü olursa olsun, bu büyük düşünce hareketine karşı durulamayacaktır. İnsanlığa yönelik düşünce hareketi er geç başarıya ulaşacaktır. Tüm ezilen uluslar ezenleri bir gün yeneceklerdir. O zaman, yer yüzünde ezen ve ezilen sözcükleri kalkacak, insanlık kendine yakışan bir toplumsal düzeye yükselecek ve erişecektir. Bizim ulusumuz o zaman bu amaca erişmiş uluslar arasındaki öncülüğü ile gerçekten övünecektir."
Sayfa 83 - Atatürkçü Düşünce Derneği Yayınları
Reklam
69 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.