Hayvanlar konusunda ahlaki şizofreniden mustaribiz.Klinik şizofrenide hezeyanlı düşüncelere rastlanır, hayvanlarla ilgili ahlaki fikirlerimiz de kelimenin tam anlamıyla hezeyanlı.
İşlenmiş et ürünlerinin içine at eti karıştırıldığını öğrenen İngilizlerin nasıl da sinirlendiklerini hatırlayın.Etlerinin içinde et olmasına itiraz ediyorlar.
Esas uygunsuz olan, bir yandan şiddeti, acıyı, işkenceyi, ölümü gündelik hayatımızın bir parçası haline getirmişken bir yandan da barışı savunuyormuş gibi davranmaktır.
Yazsam bir şeyler belki ifade edebilirim kendimi.
Hayatımızın her alanında hayvanlar vardır, hatta çok sevdiğimiz,sahiplendiğimiz,yuvamızı açtığımız sevimli dostlarımız,sevimsiz de olabilirler(bizler de pek sevimli sayılmayız sonuçta),benim de var birden fazla kedim çok da severim,yani nasıl desem bu konuda bayağı bir duyar kasan biriyimdir,
Bir vejeteryan olarak bu kitabı sizi asla anlamak istemeyip goruslerinize saygi duymayan insanlara birer tane firlatin :D
İcinde size sorulabilecek sorulara alternatif cevap ornekleri var.Bir cirpida biten akici bir kitap.
Ama sizi oldugunuz gibi kabul eden poncik insanlar sizi yormazlar,anlamaya calisir ve yargilamazlar.Digerleri icin ise ben sorulari yav he aynen oyledir deyip geciyorum,sizler ama her sorana uzun uzun cevap vermek isterseniz ki oyle de hayatinizdan yeniyor, bu kitap oldukca ise yarar :)
Peşin not: Vegan olmayan ama son zamanlarda veganizmi araştırmaya çabalayan, bu konuyla ilgilenen bir hayvansever.
Çocukluğumdan beri hayvanları çok severim, kedilerim, balıklarım oldu. Kedim hala var hatta. Defalarca sokakta gördüğüm bir köpeği, kediyi eve almak için anneme yalvar yakar ağlardım. Kışın kalan ekmekleri babamla ıslar, balkona