Felsefe doçenti.Fransız Felsefe Kurumu (SFP) Genel Sekreteri, aynı zamanda Fransızca Felsefe Dernekleri Uluslararası Birliği (ASPLF) Başkan Yardımcısı.
İyi bir hükümdar için halkı sadeliğe götürmek yeterlidir. Çünkü ne kadar çok yasak olursa, halk o kadar yoksullaşır; yasalar ve fermanlar" ne kadar ön plana çıkarsa hırsızların sayısı da o kadar artar (Laozi 57).
Her şeyiyle dopdolu, muazzam bir kitap. Kitap altı ana bölümden oluşuyor; Yunan, Yahudi ve Ortadoğu, Hristiyan, Hint, Çin ve de İslam kurucu düşünceleri. Her bölümü bir veya birden çok yazar ele alıyor. Yunan düşüncesinde doğal olarak Sokrates, Platon ve Aristoteles büyük yer kaplıyor. En çok zevk aldığım kısım ilk bölümdü. Yahudi, Hristiyan ve İslam düşünceleri pek ilgimi çekmedi. Felsefe kısır bir döngüye girmiş sanki bu dönemlerde. Din ve felsefe iç içeydi. Hint düşüncesinde Budacılık öne çıkıyor ve benim ilgimi en çok çeken öğreti. Çin'de ise Konfüçyüsçülük. Bu iki öğreti Batı düşüncesiyle yarışan ve farklılıkların olduğu güzel bir öğreti veriyor. Tanrı kavramı dışlanıyor ve aşkınlık yerine içkinlik benimseniyor, aynı Spinoza'da olduğu gibi. Pek bilgim olmadığı için tam anlayamadım. Diğer iki cildini de okumak için sabırsızlanıyorum.
Evet, sonunda Felsefe Tarihi Cilt 3 de bitti. Uzun ve meşakkatli bir yolculuk oldu benim için. Yanlış hatırlamıyorsam felsefe tarihini baştan 19. yüzyıl sonuna kadar ilk kez okudum. Çok fazla yardımcı kaynak okuyup konuşma falan dinledim ama bütünlüklü okumanın yerini tutmuyor asla. İlk iki cildin aksine bu son ciltte ömrümden ömür gitti. Şimdi
Insanini özlemini ve arzularını çok iyi bilen özgürlüğün dokunulmaz temelini aynı zamanda dünyasının yasalarına göre seslerini ve yaşanan sarsıntıların aktarin.