Bir şey tasarlarken onu hep bir sonraki, daha geniş bağlamında düşünün: sandalyeyi odanın içinde, odayı evin içinde, evi semtin içinde, semti şehir planında.
Panofsky'nin ikonografisi ya da Gombrich'in "Volksgeist"ının aksine, sanatın toplumsal tarihi, ilhamını sosyolojiden olduğu kadar Marksist tarihten de alır.
Anne D'Alleva, Sanat Tarihçisi kimliğini kullanarak kaleme aldığı bu kitapta, sanat tarihine kendi perspektifiyle giriş yaparak sanatın ne olduğundan ve sanat tarihinin öneminden bahsediyor. Sosyoloji, antropoloji, estetik alanlarında sanat eleştirisi yaptığı bölümde; kültürel, görsel kültür çalışmaları ve sanat ekspertizliği kavramlarını da
Yazar kitabın başında belirtiği gibi kitap sanat tarihi öğrencileri için yazılmış. Sanat tarihi öğrencilerinin mutlaka okuması gereken bir kitap. Ancak sanata ilgisi olan herkes bu kitabı severek okuyabilir. Bir sanat yapıtına nasıl bakılması gerektiğini ve nasıl değerlendirilmesi gerektiğini örneklerle anlatıyor. Ayrıca sanat tarihinin bir bilim dalı olarak gelişiminede yer vermiş. Sanat konusunda fazla bilgisi olmayan kişilerinde rahatlıkla anlayabileceği sade bir dil kullanılmış.