Çin Edebiyatına ilgisi olanlar bilir ki Çin’in tarihi, edebiyatından ayrı düşünülemez. Mo Yan ve Yu Hua’da bunu iliklerimize kadar hissederiz.
Büyük İleri Atılım’dan Kültür Devrimi’ne halka yansıyanları görürüz. Ve ben bunları okudukça (hemen hemen her defasında) irkilirim.
Lili de ‘aşağılık entelektüeller’ olarak damgalanan ailesini, sokaklarda geçirdiği günleri anlatmaya başlıyor.
Sonra yolu bir Batılı gazeteci ile kesişiyor, bir bakıyorlar ki yol Tiananmen’e çıkmış.
Bağıran, haklarını arayan gençlerin ortalarında kalmış Lili.
Biz de arkasındayız. Hem üzülüyoruz hem isyan bayrakları sallıyoruz.
.
Annie Wang’ın yazdıkları da beni etkiledi elbet. Ama daha çok anlattığı ülkenin geçmişi ve insanlarının etkisi bu. Lili, bazı kısımlarında kopukluklar hissetsem de karakterin büyüdükçe, içinde yaşadığı toprağın rengine bürünmesini sevdim.
Tavsiye ederim.
.
Tuba Yılmaz çevirisi, Utku Lomlu kapak tasarımıyla ~