Kitabı ilk elime aldığımda adından ne demek istediğini anlayamamıştım.
Sonra okumaya başladığımda zamanın su gibi akıp geçmesi gibi birden bitivermişti. Avuçlarımın içerisinde duran bu kitabın bu şekilde oldugunu hiç tahmin etmemiştim ki incelemeden rastgele alıp okumaya başladığım bir kitap olduğunu belirtmem gerek.
Kitabın konusu ne mi ? Hemen anlatayım.
Bu kitap, terör saldırısının hemen sonrasında yazılmış bir mektupla başlıyor ve ardından yazarın eşinin ölümüyle başa çıkmak için yaşadığı duygusal süreci anlatmakta. Leiris, teröristlerin nefretinin kendisini de etkilemesine izin vermeden, aşk, umut ve dayanışma gibi pozitif duyguları ön plana çıkarmaya karar verir. Bu şekilde, terör saldırısı sonrası yaşadığı yıkımı, mücadelesini ve umudunu yansıtıyor.
Leiris'in anlatımı oldukça samimi ve yürek burkucuydu. Kitap, terörün insanlarda yarattığı hasarı, yıkımı ve acıyı işlerken, aynı zamanda sevgi, dayanışma ve umut gibi duyguların da gücüne vurgu yapmakta.
Belki de kitabı okurken beni hislere boğan kısım burasıydı.
"Nefretimi Alamayacaksınız", terörizmin insanlara verdiği zararın yanı sıra, insanların bu zorlu süreçlerde nasıl birbirine destek olabileceğini, sevgi ve dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu da gösteriyor. Kitap, okuyucuya hem düşündürücü hem de umut verici bir okuma deneyimi sunmakta bu yüzden eğer LEIRIS ve 17 aylık oğlu MELVİL'ın hayatının sizlere de yıldız gibi rehberlik etmesini isterseniz zaman ayırmaktan kaçınmayacağınız bir yapıt olduğunu söylemek isterim.
Okumaktan zevk duyduğum kitabın sizlerde de aynı hislere tercüme olması dileğiyle...
Hoş kalın :)
