"Ancak ne âlâ! Böylesine güçlü felaketlerin getirdiği bunca sıkıntıların, insanoğlunu ne denli dara düşürdüğünü görmezden gelebilmek mümkün müydü gerçekten? Sıkıntı ve gerginlikten, çaresizlikten sanki patlayacak vaziyete bürünmüş dahi olsak sessiz kalmaktan öte çare neydi? Daha doğrusu konuşmuyor olmaya çare denebilir miydi? "
-
"Her insanın acı eşiği birbirinden farklıdır, ancak her insanı ortak bir çatıda buluşturan, yine acının ta kendisidir. Ağırlığı ve hafifliği tartışılmaksızın muhakkak ki her insanın kendince çekiyor olduğu acılar vardı. Bu sanrılar kimi zaman dayanılmaz bir hale gelip durur, kimi zaman ise son derece uysal ve kabuk bağlar vaziyette yerini korumaya devam eder."
-