1984’te İstanbul’da doğdu. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı bölümünden mezun oldu. Beş sene özel bir ajansta metin yazarlığı ve çizgi film senaristliği yaptı. Halen İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde peyzaj mimarı olarak görev yapıyor. Evli ve bir çocuk babası. Hikâyeleri Fayrap’ta yayımlandı. Tuhaf Bir Adam ve Cam Çocuk/ Karagümrük’te Büyümek yayımlanan eserlerindendir.
Toplumun içine karışmayı hiç sevmezdim. Hatta nefret ederdim. Bunu akan bir nehrin sularına kendini bırakmak gibi görüyordum. İradenin elinden alınması gibi geliyordu bana. Bir oyunu, parçası olduğunu anlamadan oynamak gibiydi topluma karışmak. Çünkü toplum, hakikatten yoksundu. Anlama dair bir şey sunmuyordu insana. Tek ve en iyi yapabildiği; herkese özel olduğunu vahmettirerek tek tipleştirmekti. İnsanlar, farklı olduklarını sanarak aynılaşıyordu. Aynı elbiseleri giyiyor, aynı sosyal faaliyetlerde bulunuyor, aynı şeylere seviniyordu. Duygular, düşünceler, idealler, hatta hayaller bile aynıydı. Ama herkes kendini çok farklı sanıyordu. O yüzden hiç güvenmiyordum yaygın olana, sisteme ve topluma.
Eser oldukça güzel. Azıcık ben de deliyimdir diyorsanız mutlaka okuyun. Orhan Abdullah, garip bir insan. Herkese hitap eden diliyle yazarı takdir ediyorum. Gayet başarılı bir eser ortaya çıkarmış. Sanırsam yeni bir kitap olduğu için bu kadar az okunma var. Ama olsun inanıyorum bu eser herkesçe beğenilecek. Yazara buradan küçük mesaj yeni çıkartacağınız kitabı dört gözle bekliyor olacağım. :) Tuhaf Bir Adam gibi bir solukta okunacak, psikolojik romanlardan çokça yaralanmak istiyorum.
Daha elime ilk aldığım anda beni benden aldı. Evet yazarın da dediği gibi"ben" i benden bedenden aldı. Kendimi bulduğum başucu kitabım yapacağım ve nasip olursa bir daha okuyacağım bu yıl okuduğum kitapların zirvesine oturan bir kitap. Kelimelerle anlatamıyorum ki. İçimde bir boşluk açıldı demeliyim. Yaşanmış olduğuna inandığım bir romandı. Zevk ala ala acele etmeden lezzetli bir yemek yer gibi okudum. Biraz uzun sürdü bitmesi sebebi benim eky sınavına da çalışıyor olmam aksi halde soluksuz okunacak mükemmel ötesi bir kitap.
Ben bu yazarın üslubunu sevdim.Bu arada belirteyim kitap yazarın ilk romanı.
Okurken MFÖ' nün şarkısı geldi aklıma: Oynatmaya az kaldı doktorum nerde?
Kahramanımız Orhan' da kendi ifadesine göre özgürleşebilmek adına deli rolüne yatıyor.Ona göre delilik özgürlük.Evliliğinden uzaklaşabilmek adına kendine bir yol çiziyor.Anlıyor ki delilik özgürlük değil.
Kitabı okudukça konunun seyri değişiyor.