Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu’ndan mezun oldu. TRT'nin Ankara bürolarında çalıştı. 1970 öncesinde okulunun polislerce basıldığı bir gün, çıkan olaylarda başına ağır darbeler aldı. Aradan yıllar geçtikten sonra 5 Mayıs 1973’te sokakta ölü bulundu. Beyin kanamasından öldüğü belirlendi. Arkadaşları, ölümünü okulun basılması sırasında başına aldığı ağır darbelere bağladılar. Dergi ve gazetelerde yayınlanan şiirleri ölümünden sonra "Şiirler" adlı bir kitapta toplandı (1974). Daha sonra aynı kitap "Sevdadır" adıyla Mayıs yayınlarınca Mart 1988’de yayınlandı. Şiir yazdığı yıllardaki üniversite ortamının da etkisiyle ölüm ve cinsellik konularını sık sık işledi. Çoğu arkadaşının aksine dönemin sert siyasi şiir geleneğine uymayıp kendi yalnız yolunu oluşturduysa da ölümünden sonra adı akıllarda kalan arkadaşları değil o olmuştur. Tahir Abacı'nın da dediği gibi en çok da Arkadaş'a yakışmıştır bu kimlik.
Arkadaş Zekai Özger adına, İzmir'de Mayıs Yayınları tarafından 1996'dan bu yana her yıl şiir ödülü verilmektedir.
Alıntılarla Yaşıyorum adlı YouTube kitap kanalımda bütün kitaplarını okuduğum yazarlar için detaylı okuma rehberleri paylaşıyorum. Daha çok arkadaşın bu bilgilerden faydalanabilmesi için paylaşabilirsiniz. ⬇️⬇️
İlk romanım
Pencereyi kapama
gök dolabilir içeri
sen neyi görebilirsin
ıslak bir bulutun yağışını mı
Pencereyi kapama
kuş dolabilir içeri
sen neyi taşıyabilirsin
kırık bir dalın yükünü mü
Pencereyi aç
soluğun çıksın dışarı
sen büyütmedin mi ciğerinde onu
kokusu hayatı yıkasın diye
Pencereyi aç
sesin sarsın dünyayı
duyulur elbet ta ötelerden
yürek kendini tanır
|
Herkese iyi akşamlar, sevgili okurlar canım dostlarım. Gün geçmiyordu ki 1000 kitapta güzel bir etkinlik olmasın. Beni tanıyan okur dostlarım biliyorlardır ki şiiri çok seviyorum. Şiiri eminim siz de çok seviyorsunuzdur, öyle umuyorum. Şiir sevmemek ne mümkün? Şayet sevmeyenler için de bu ilk adım olabilir. An itibariyle şiir kitabı okuma
“hep kurşunlamışlar yalnızlığı çoklar sokağında
herkesler var olmuş
bir sen ben ölmüşüm
ölmüşlük ne ki yaşanmamış mutluluklarda
ölmüştük ne ki tutkusuz yaşamlarda”
5 Mayıs 1973 yılında Ankara/Kızılay’da henüz 25’inde gencecik bir fidan düşer yere, kimsesizdir, bir başına. Çoklar sokağında bir yalnızdır, ölümünü bekler öylece. Yeğeni şöyle der
"Silahımız çiçeklerdi,
Cephanemiz yüreğimiz."
Neden yaşadığımızı çoğumuzun bilmediği, dışarıya çıkmanın yasak olduğu ve evde boğulduğumuz, havanın da epey bi kapalı olduğu bu günde bir de ben inceleme yaparak sizi boğmak istedim. Af buyurunuz.
Şiir kitaplarını okumadan önce şâirin hayatını öğrenerek, ideolojisini kavrayarak okumaya
(Bu incelemedeki hiç bir şey kurgu değildir, tamamen gerçek bir yaşantıyı yansıtmaktadır.)
Bir varmışsın, hem de çok güzel varmışsın, en güzel sen... Bir de bakmışlar ki bir sokak ortasında cansız yatıyorsun, artık yoksun.
Sene: 1971
Yer: Sosyal Bilgiler Fakültesi / Ankara
Olay: Anlatmaya dilimin varmadığı bir utançtan başka bir şey