(d.1969), Çevre mühendisi, fotoğrafçı, yazar ve aktivist. Armağan Portakal, Manisa Salihlili bir ailenin 3 kızının en küçüğü olarak doğdu. Çevre mühendisliği okumuş olmasına karşın 1992'de halkla ilişkiler elemanı olarak başladığı Pınar gıda grubundan ürün yöneticisi olarak mezun oldu (1992)
Hayat akarken bakmakla yetinirsen sürüklenirsin! Kimbilir hangi köşede bulursun kendini. Suyun akışına ters yüzmekte gerekir. Farklı bakmak lazım, farklı görmek için.
Sayfa 105 - Doğan Kitap 1. Baskı Şubat 2018Kitabı okudu
Anı Mektup Günlük Edebiyat türünde ki, kitapta küçük küçük Bölümlerden oluşuyor. Bu tür kitaplara nasıl bir inceleme yazılır bilemedim doğrusu...
Sanırım ilk kez okuyacak okurlara kitabın yazarı hakkında bilgi vermek en iyisi diye düşündüm. Alttaki alıntıyı kitabın giriş bölümünden alıntılayıp yazdım.
İyi okumalar, kitaplarla kalın...
Armağan Portakal Kimdir?
1969 doğumlu, Çevre Mühendisi ama özell sektörde pazarlama kariyeri yaptı. 2005 yılında istifa ederek kurumsal hayat dışına çıktı ve freelance pazarlama yol arkadaşlığı sistemini kurdu.
Geziyor, fotoğraf çekiyor, yazıyor. Gezilerinde kentlerin bıraktığı hislere odaklanıyor. Armagan'ın penceresi adı altında iki kişisel fotoğraf sergisi açtı, tüm gelirini Türkiye Görme Özürlüler kitaplığı'na bağışladı.
Fotoğraflarıyla karma sergilere katıldı. Tesadüf ve Pencere isimli, kızlarım dediği kitapları var. 2kadinanadoluda.com ekibinde yer alıyor.
Hayatta ilham aldığı insanlar var ve "ilham alıyorsam, ilham vermeliyim, zincir tamamlansın" diye düşünüyor.
Paylaşmak için mükemmel olmayı beklemiyor.
"Hergün bir tutam alınteri ve emek kemikleri güçlendirir. İnsanı dik tutar." diyor.
Fatih Portakal ile evli, 2015 yılında Torlak Çiftliği'ni kurdu. Zeytine hayran, zeytinciliği öğreniyor. Artık o, toprağın ritminde yaşayan bir çiftci kadın.
Armağan Portakal
"bende bu evin bır bireyiyim," aynen Boyke seslenmişti, ellerini beline dayalı halde, mutfak kapısı pervazı altında dimdik durarak.
(S:15) Başlarken boyle seslenıyor okuruna yazar
.. Sıcacık, Duru temiz bir dille anılara götüren bir dili var kıtabın günün yorgunluğuna ii gelecek dıye düşünüyorum..
Yeni yıkanmış bahçenin kokusu yok artık. İri iri doğranmış domatesin zeytinyağına karışan kırmızı rengi de. Parmaklarından akarak yediğin, pembe beyaz gofret arasındaki kaymaklı dondurma da. Geride kaldı. Hayır, sen gittin. Biz gittik oralardan. Biz uzaklaştık… Çünkü… Büyüdük… Çocukluk denilen yitik ülkeye yolculuk… Küçük kızların kahramanları… Kadın olma, kadın olarak hayatta kalma sınavları... Doğma Yavrum Dünya Çok Kalabalık’ta Armağan Portakal kısacık öykülerle koca koca romanların yapamadığını yapıyor… Hepimizin yüreklerine kök salmış hislere yeniden can veriyor….
Arka kapak da bıze bunu söylemiş..
Keyıfle okunası bir kıtap oldu Benım için sizde okumk isterseniz
Buyurun efendim.
Bloğumdan alıntılma yapıyorum. Spoi içerebilir. Yaklaşık 50 dakikadır kalkmayan ve kalkmaya da niyeti olmayan dolmuşta, ikinci kez okuduğum bir kitap. Birbirinden güzel öykülerin yer aldığı bir kitap. Çocukken her şey ne kadar güzeldi, değil mi? Büyüdük ve sorumluluklar arttı, kötülükleri gördük, zulümlere tanık olduk ya da okuduk,dinledik. Birçok şeyi öykülerle çok güzel ve akıcı bir şekilde anlatılmış. Keyifli okumalar.