Armand Mattelart

Armand Mattelartİletişim Kuramları Tarihi yazarı
Yazar
9.0/10
7 Kişi
40
Okunma
4
Beğeni
1.185
Görüntülenme

Armand Mattelart Sözleri ve Alıntıları

Armand Mattelart sözleri ve alıntılarını, Armand Mattelart kitap alıntılarını, Armand Mattelart en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Oğul güven içinde büyür ve babasının değerlerini benimserken asla değişmeyen ve karşı koymayı «bilmeyen» öteki çocuğu yani soylu vahşiyi ezmeye devam eder. Kendisiyle ve oğluyla olan marazi çatışmadan kaçmak için öteki «zararsız», «masum», «soylu» vahşi ile sadistçe bir ilişki kurar. İşte böylece baba oğluna değişmezliği alabildiğine memnun edici bir dünya bahşetmektedir: Sadece ve sadece kendi değerlerinin geçerli olduğu ve de şikâyet etmeden, yakınmadan her şeyi kabullenen iyi huylu vahşilerin bulunduğu bir Soylu-Vahşiden Üçüncü Dünya'ya dünya.
Her şey hareket halindedir ama aslında hiç bir şey değişmez...
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
Küçük Kurt'un deyişiyle: 'Kötü şeyler hep güzel paketler içinde gelir.'
Gecekondudaki ev kadını son çıkan buzdolabı ya da çamaşır makinesini satın almaya teşvik edilir; yoksul sanayi işçisi Fiat 125 hayalleriyle bombardımana tutulur: küçük toprak sahibi, bir trak- töre bile sahip olmadan çağdaş bir havaalanı yakınındaki tarlasını sürer; ve evsizler de burjuvazinin onları tıkmaya karar verdiği apartman blokunda bir daire edinme şansı önlerine çıkınca şaşkına dönerler. Muazzam bir ekonomik geri kalmışlık, kısa vadeli zihinsel gelişmişlik ile yan yanadır.
Disney'de, hırsızlık dışında zenginliği tehdit eden başka bir şey yoktur. Özel mülkiyet yasalarını çiğneyen kişileri haydut olarak tanıtma çabası, bu kişileri daha yakından incelemeye itiyor bizi. Esmerlikleri, çirkinlikleri, üst başlarının pasaklılığı, boyları, sayılarla anılmaları, çeteci karakterleri ve sürekli «mahkûmlulukları», bizi patronun gerçek düşmanını (mülkünü asıl tehdit edeni) belirlemeye götürüyor ayrıca.
Reklam
Ördekkent'de nedense herkes üçüncü kesime mensuptur, yani Ördekkentliler hizmetlerini satan kimselerdir : berberler, emlâk ve turizm acenteleri, her türden satıcılar (özellikle gereksiz şeyler için para harcatan tezgâhtarlar ve kapıdan kapıya satış yapan seyyar satıcılar), gece bekçileri, garsonlar, dağıtımcılar ve eğlence «sanayii» ile ilgili kimseler. Bunlar dünyayı, hiç bir zaman üretilmeyen ama her zaman satın alınan nesneler ve daha fazla nesnelere dolduruyorlar.
Genellikle, Üçüncü Dünya'da bulunan, gizli bir hazine şeklindedir bu servet. Eski bir haritada, bir kâğıt parçasında, bir ok veya resimdeki bir ipucuyla sihirli bir biçimde gösterilir. Büyük serüvenlerden, engellerden ve daha önce oraya varmaya çalışan bir hırsızı yendikten sonra (hırsız ödülden men edilir çünkü ilk fikir ondan çıkmamıştır, başka birinin haritasından aşırmıştır), iyi kalpli Ördekkentliler putlar, heykelcikler, mücevherler, taçlar, inciler, kolyeler, yakutlar, zümrütler, değerli hançerler, altın miğferler vb. edinirler.
Demir elini kadife bir eldiven içinde saklamasını bildikten sonra yöneten isterse bir despot kral olabilir.
...babanın bağışlamadığı bir amca otoritesi (teorik olarak yeğenlerin dünyaya gelmiş olmalarını sağlamaları gereken amcanın erkek ve kız kardeşleri ortada yoktur)' doğal bir hak olmaktan çok, tamamen fiili bir kaynaktan gelmektedir. Doğal bir ilişki görünümünde anlaşmalı bir ilişkidir bu, doğurma sorumluluğunu bile üstlenmeyen bir istibdattır. Ve insan doğa adına buna isyan edemez; bir amcaya «sen kötü bir babasın» deme olanağı yoktur.
Reklam
ABD ve ambargo...
...ablukanın uygulanmadığı iki alan vardı : Birincisi, Şili silahlı kuvvetleri için gönderilen uçaklar, tanklar, gemi-ler ve teknik yardım; ikincisi, ise, ayrıcalıklarını büyük ölçüde yitirmekte olan küçük bir azınlığın denetimini hâlâ elinde bulundurduğu dergiler, TV dizileri,reklamlar, ve kendi düzenledikleri kamuoyu yoklamaları.
Çocuğun dünyasının, günlük yaşamla sihirli yaşam olarak ikiye bölünmesi bu çizgi-hikâyelerde başlar. Ve bu hikâyeler çocuklara, etkilenmeye en yatkın oldukları yaştan itibaren çalışmayı aylaklıktan, yavan günlük gerçekleri düşlerinden kopuk olarak algılamalarını öğretmede ilk adımdır. Demek ki çocukların günlük dünyası, hayalî yanı olmayan günlük işlerle doludur, oysa çizgi-hikâye dünyası fantezilerle dolu bir aylaklık dünyasıdır. Çocuklar böylece madde ve ruh arasında bölünerek çevrelerindeki gerçek dünyaya sırt çevirmeye teşvik edilirler. Çocuklar doğaları itibariyle en yakın çevrelerini reddetme eğiliminde oldukları bilindiği halde bu tür çizgi-hikâyelerin, çocukların «taşkın hayal güçlerini» beslediği için savunulmaları, aslında çocukların kafalarına çağdaş toplumun yarattığı kaçış özlemlerini sokmaktan başka bir şey değildir.
İnsan, çocuktan normal cinsel ilişkinin saklanması için sapık bir dünyanın, hem de (ileride göreceğimiz gibi) cinsel oyunları ima eden bir dünyanın yaratılmasının gerektiği yolundaki çelişkili yargıya zorlanmaktadır. Bu kadar çok amcaların ve kuzenlerin bulunmasındaki eğitimsel değeri anlayabilmek için insanın beyninin çatlaması gerekebilir. Bu olsa olsa çocuk cinselliğinin lekesini yok etmeye yardımcı olma amacını taşıyabilir.
Kitle kültürü, kendine ilişkin gerçeği sürekli olarak görme ihtiyacını duyan çağdaş insana, seçkinlerin modern sanat ve edebiyatında var olan öz ve biçimle ilgili güçlüklerle boğuşmak zorunda kalmadan kendi öz sorunlarını tatmin etme aracını ihsan etmiştir. İnsana, hiç bir zahmete katlanmadan elde edebileceği bilgi sunulur. Kendi hayalinin esiri olmaktır bu.
her şeyden çabucak sıkılan bir yeni nesil
Bu Koka-Kola neslinin eğlence dünyasıdır: vızıltı ve kabarcıklardan başka hiç bir şeyi yok...
115 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.