Armand Mattelart

Armand MattelartGezegensel Ütopya Tarihi author
Author
9.0/10
7 People
41
Reads
4
Likes
1,264
Views

Most Liked Armand Mattelart Quotes

You can find Most Liked Armand Mattelart quotes, most liked Armand Mattelart book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Oğul güven içinde büyür ve babasının değerlerini benimserken asla değişmeyen ve karşı koymayı «bilmeyen» öteki çocuğu yani soylu vahşiyi ezmeye devam eder. Kendisiyle ve oğluyla olan marazi çatışmadan kaçmak için öteki «zararsız», «masum», «soylu» vahşi ile sadistçe bir ilişki kurar. İşte böylece baba oğluna değişmezliği alabildiğine memnun edici bir dünya bahşetmektedir: Sadece ve sadece kendi değerlerinin geçerli olduğu ve de şikâyet etmeden, yakınmadan her şeyi kabullenen iyi huylu vahşilerin bulunduğu bir Soylu-Vahşiden Üçüncü Dünya'ya dünya.
Her şey hareket halindedir ama aslında hiç bir şey değişmez...
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
Küçük Kurt'un deyişiyle: 'Kötü şeyler hep güzel paketler içinde gelir.'
Baba, çocuğa egemen olmakla aslında kendine egemen olmaktadır.
Genellikle, Üçüncü Dünya'da bulunan, gizli bir hazine şeklindedir bu servet. Eski bir haritada, bir kâğıt parçasında, bir ok veya resimdeki bir ipucuyla sihirli bir biçimde gösterilir. Büyük serüvenlerden, engellerden ve daha önce oraya varmaya çalışan bir hırsızı yendikten sonra (hırsız ödülden men edilir çünkü ilk fikir ondan çıkmamıştır, başka birinin haritasından aşırmıştır), iyi kalpli Ördekkentliler putlar, heykelcikler, mücevherler, taçlar, inciler, kolyeler, yakutlar, zümrütler, değerli hançerler, altın miğferler vb. edinirler.
Demir elini kadife bir eldiven içinde saklamasını bildikten sonra yöneten isterse bir despot kral olabilir.
Reklam
...babanın bağışlamadığı bir amca otoritesi (teorik olarak yeğenlerin dünyaya gelmiş olmalarını sağlamaları gereken amcanın erkek ve kız kardeşleri ortada yoktur)' doğal bir hak olmaktan çok, tamamen fiili bir kaynaktan gelmektedir. Doğal bir ilişki görünümünde anlaşmalı bir ilişkidir bu, doğurma sorumluluğunu bile üstlenmeyen bir istibdattır. Ve insan doğa adına buna isyan edemez; bir amcaya «sen kötü bir babasın» deme olanağı yoktur.
Gecekondudaki ev kadını son çıkan buzdolabı ya da çamaşır makinesini satın almaya teşvik edilir; yoksul sanayi işçisi Fiat 125 hayalleriyle bombardımana tutulur: küçük toprak sahibi, bir trak- töre bile sahip olmadan çağdaş bir havaalanı yakınındaki tarlasını sürer; ve evsizler de burjuvazinin onları tıkmaya karar verdiği apartman blokunda bir daire edinme şansı önlerine çıkınca şaşkına dönerler. Muazzam bir ekonomik geri kalmışlık, kısa vadeli zihinsel gelişmişlik ile yan yanadır.
Ördekkent'de nedense herkes üçüncü kesime mensuptur, yani Ördekkentliler hizmetlerini satan kimselerdir : berberler, emlâk ve turizm acenteleri, her türden satıcılar (özellikle gereksiz şeyler için para harcatan tezgâhtarlar ve kapıdan kapıya satış yapan seyyar satıcılar), gece bekçileri, garsonlar, dağıtımcılar ve eğlence «sanayii» ile ilgili kimseler. Bunlar dünyayı, hiç bir zaman üretilmeyen ama her zaman satın alınan nesneler ve daha fazla nesnelere dolduruyorlar.
Disney'de, hırsızlık dışında zenginliği tehdit eden başka bir şey yoktur. Özel mülkiyet yasalarını çiğneyen kişileri haydut olarak tanıtma çabası, bu kişileri daha yakından incelemeye itiyor bizi. Esmerlikleri, çirkinlikleri, üst başlarının pasaklılığı, boyları, sayılarla anılmaları, çeteci karakterleri ve sürekli «mahkûmlulukları», bizi patronun gerçek düşmanını (mülkünü asıl tehdit edeni) belirlemeye götürüyor ayrıca.
116 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.