Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Arthur Goldschmidt

Arthur GoldschmidtKısa Ortadoğu Tarihi yazarı
Yazar
6.4/10
5 Kişi
17
Okunma
0
Beğeni
1.062
Görüntülenme

Arthur Goldschmidt Sözleri ve Alıntıları

Arthur Goldschmidt sözleri ve alıntılarını, Arthur Goldschmidt kitap alıntılarını, Arthur Goldschmidt en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Korkuya dayanan bir politika korkuyu artıran koşulları yaratır.
Sayfa 583 - Doruk yayıncılıkKitabı okudu
Öfke, her yerde başarı arayan siyasetçiler için güçlü bir alet olmuştur. Ancak öfke politika üretmeye yetmez, açları doyurmaz, evsize barınak sunmaz, savaş kazandırmak veya barışı koruyamaz.
Sayfa 517 - Doruk yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
İsfahan şaşaalı ve güzel bir kentti. Bugün bile camileri, pazarları, medreseleri ve sarayları, Safevi şahlarının zengin yaşam biçimlerine tanıklık etmektedir. Isfahan'ı bir web sitesinde bile olsa, okumaktan çok görmek gerekir. İranlıların söylediği gibi Isfahan nisf-i-jehan ya da Isfahan dünyanın yarısıdır.
Sayfa 204 - Doruk yayıncılıkKitabı okudu
16 ve 17. yüzyıllarda Avrupa'nın gücü öylesine arttı ki, dünyanın geri kalanı bu duruma uyum sağlamak veya ortadan kalkmak seçenekleriyle karşı karşıya geldi. Güney Amerika'nın ucundaki Fuji yerlileri ve Tazmanya sakinleri gibi gruplar, beyaz adamın hastalıkları, alkolü ve sürme politikası sonucu tamamen silindiler. Kuzey Amerika yerlileri ve Avustralya Aborijinleri gibi başka gruplar, neredeyse tüm topraklarını ve özgürlüklerini Ingiliz sömürgecilere kaptırdılar.
Sayfa 225 - Doruk yayıncılıkKitabı okudu
Yakın geçmiş üstüne ders kitabı yazan bir tarihçi dikkatli olmak zorundadır. Ortadoğu'da her an her şey olabilir. Tahmin risklidir.
Sayfa 551 - Doruk yayıncılıkKitabı okudu
İnsanlar, yaşamlarında meydana gelen kötü şeylerin olmamasını dileyemez; bir ülke de tarihindeki üzücü olayları silemez. Insanlar, başlarına gelen felaketlerinden ders çıkarır ve bunları aşarlar.
Sayfa 145 - Doruk yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
10. bölümde kısaca ele aldığımız büyük güç politikaları (yani batı), çoğu zaman el uzattıkları reformları engellemişlerdir. Britanya ve Fransa, Süveyş Kanalı'nın temel bir suyolu haline gelmesinden sonra Mısır'ın denetimi için hızla yarışa girdiler. Hidiv Ismail yaklaşık 100 milyon pound tutarında borçlandığı zaman, 1876 da ilk mali komisyonu oluşturanlar Britanya ve Fransa olmuş, bu ülkeler hükümetin kilit koltuklarına yabancıların atanmasını saglamış sonra sultana görevden ayrılmasını emretmiş, en sonunda da kendi mali ve stratejik çıkarları adına Misir milliyetçi hareketini ezme tehdidinde bulunmuşlardı.
Doruk yayıncılıkKitabı okudu
Bizim toplumumuzla karşılaştırıldığında, eski Müslümanların daha az özgürlüğe ve özel yaşantıya sahip olmakla birlikte daha GÜVENLİ yaşadıklarını ve daha az YALNIZLIK çektiklerini söyleyebiliriz.
Sayfa 160 - Doruk yayıncılıkKitabı okudu
Batılılaşma reformları, 19. yüzyıl Ortadoğusu'nun hastalıklarinin panzehiri olarak görüldü fakat bunların kâğıt üzerinde olduğu kadar pratikte de işlemesi, pek nadirdi. Neydi yanlış olan? Ilk olarak, reformlar Müslüman kültürünü ve değerlerini tehdit ediyordu. Ikinci olarak, maliyetleri yüksekti. Modern ordular ve batilılaşmış bürokrasiler, topraktan ve diğer sabit mülklerden alınan haraç, Musevi ve Hıristiyanların ödediği cizye ve dinsel zekâttan ibaret olan geleneksel İslami vergilerle finanse edilemezdi. Ele aldığımız her ülke mali konularda tökezlemiş, (19. yüzyıl standartlarıyla) yüksek borçlanmalara gittikten sonra, hükümet gelir ve harcamalarının kontrolünü Avrupalılara bırakmak zorunda kalmıştır.
Sayfa 242 - Doruk yayıncılıkKitabı okudu
Osmanlı'nın Çöküşü: İşaretleri ve Nedenleri: Osmanlı prensleri artık bir meslek eğitimi almıyorlar, tahta yaklaşmadıkça öldürülmeleri de söz konusu olmuyordu. Daha ziyade imparatorluk hareminde yaşıyorlar, hükmetme yeteneği kazanmaksızın yeniçeri veya bürokratlar tarafından güdülüyorlardı. Sınırlardaki kimi gerilemeler yeniçerilerin yüksek eğitim standartlarını artık korumadıklarını, en son silahları ve savaş tekniklerini kullanmadıklarını gösteriyordu. Aslında yeniçeriler kışla dışında yaşamaya başlamışlardı; evleniyor, oğullarını ocaga kaydettiriyor, daha fazla ayrıcalık edinmek için ayaklanıyor, askerlikten ziyade para kazanmaya yönelik işlerle uğraşıyorlardı. Osmanlı donanması hâlâ kürekli kadırgalar kullanıyordu; oysa rakip güçler yelkenli teknelere geçmişti ve Akdeniz'in, Karadeniz'in ve hatta Iran Körfezi'nin kapılarını Türklere kapatıyorlardı.
Sayfa 199 - Doruk yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
değişik bir bilgi, burada dursun:-)
Yaklaşık 3000–1000 yılları arasında yavaş bir süreç olarak işleyen devenin evcilleştirilmesi, insan gruplarının Arabistan, Doğu Iran ve Kuzey Afrika'nın geniş çöllerini aşmalarına olanak sağladı. Arapların tek hörgüçlü devesi, günlerce suya ihtiyaç duymaksızın uzun mesafeleri aşmasıyla ünlüdür. Bu deve, 10 dakikada 95 litre su içebilir, içtiği sıvıyı tutabilir ve çöldeki su kaynaklarını unutmaz. Diğer hayvanlara göre deve, terleme, deri yoluyla buharlaşma ve idrar ile daha az su kaybeder. Yumuşak yayvan ayaklanı, kısa yeleleri ve vücuduna oranla geniş deri yüzeyi sayesinde sıcağa dayanır. Develer başka hayvanların sindiremediği dikenli bitkileri, kuru otları yiyebilir. Kıtlığa karşı hörgüçlerinde su değil, yağ depolarlar. Batılılar için deveye binmek ve hayvanı yönetmek zordur. Bu hayvanlar, inatçılıkları ve kindarlıkları konusunda kazandıkları ünü hiç de hak etmemişlerdir. Develer hakkındaki şakalarımız ve şarkılarımız, onların kişiliğinden ziyade bizim cehaletimizi ortaya dökmektedir.
Sayfa 44 - Doruk yayıncılıkKitabı okudu
İçki ve harem entrikaları ilk on sultandan sonrakilerin başına bela olmuştu. Egemen sınıfın bazı üyeleri, görevlerini yerine getirmezken, sistemi sömürüp zenginleşmişlerdi. Ancak Öte yandan, Osmanlı'nın uzun ömürlü olmasının sırlanndan biri söz konusu çürümeyi görerek reformları başlatan üretken sultan ve vezirler olmuştur. Bu padişahlar arasında: - Yeni bir ordu kurma girişimi sonucunda ayaklanan yeniçeriler tarafından katledilen II. Osman. - Tek bir yıl içinde 25 bin isyancıyı idam ettiren IV. Murad, - Yeni savaş tekniklerini öğretmeleri için Avrupa'dan uzman getirten ilk padişah olan I. Mahmud. - Ve bir sonraki bölümde ele alacağımız kapsamlı reform programini, nizam-ı cedidi başlatan III. Selim sayılabilir.
Sayfa 211 - Doruk yayıncılıkKitabı okudu
Ibn-i Sina (ö. 1037) da felsefe ve tıbbi birleştirmiştir. Dinbilimle ilgili yazıları alışılmadık ölçüde açık ve mantıklıydı. Ancak bazı sofu çağdaşları, beden ve ruhu ayrı varlıklar olarak gördüğü ve her insanın özgür irade sahibi olduğunu düşündüğü için bu eserlerini reddettiler. Insan mutluluğunun en üst biçiminin fiziki değil, ruhani anlamda Allah'la birleşmeyi hedeflemek olduğunu dile getiriyordu. Bilimsel çalışmaları arasında tıp konulu bir ansiklopedi vardır. Latinceye çevrilen bu eser, 17. yüzyıla kadar Avrupa tıp okullarında ders kitabı olarak okutulmuştur. Kindi gibi Ibn-i Sina da mantık, matematik ve müzik üzerine eserler verdi. En önemli Müslüman inceleme yazarı olan Ibn-i Rüşd (0.1198), 12. yüzyılda İspanya'da yaşadı. Aristoteles felsefesi ve Islam dinbilimcileri üzerine eserleriyle tanınır. Dini görüşlerinin geleneksel olmaması nedeniyle yazılarının birçoğu yakılmış, kimi orijinal katkıları sonsuza kadar kaybolmuştur.
Sayfa 163 - Doruk yayıncılıkKitabı okudu
Bütün reformcuların bağlantılı bir sorunu da, kurdukları batılı kurumları işletecek eğitimli kadro eksiği olmuştur. Doğrudur, işi yapacak Avrupalılar her zaman bulunmuştur. Bunların bazıları yetenekliydi, kendilerini işlerine adıyorlardı ve yerli memurlarla işbirliğine gidiyorlardı. Bazılar ise bir işin altından kalkamayan beceriksizler, mutsuz geçmişlerinden uzaklaşmak isteyen kaçaklar, alkolikler veya yerel önderlere nefretle bakan züppelerdi. Türkler, Araplar ve Iranlılar da eğitim görebilir ve reformlan yönetebilirlerdi. Ancak eğitim almak için yurtdışına gönderildiklerinde sıklıkla bati uygarlığının daha az hayranlik duyulması gereken yanlarına esir düşüyorlar, içki, kumar, duello, hatta daha kötü alışkanlıklar ediniyorlardı. Kimileri bunlara karşı dirençli çıktı ve ülkelerine iyi bir eğitimle geri döndüler. Bu kez de tutucu bürokratlar tarafından hareketsiz kılındılar.
Sayfa 242 - Doruk yayıncılıkKitabı okudu
Çoğu sanayileşmiş ülkede alkolizmin bir kamu sağlığı sorunu haline geldiği koşullarda alkol kullanımının, bırakın özendirilmeyi, serbest olması doğru mudur?
Sayfa 155 - Doruk yayıncılıkKitabı okudu
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.