Arthur Koestler

Gün Ortasında Karanlık yazarı
Yazar
8.3/10
247 Kişi
945
Okunma
92
Beğeni
11bin
Görüntülenme

En Yeni Arthur Koestler Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Arthur Koestler sözleri ve alıntılarını, en yeni Arthur Koestler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Rus prenslerinin Ortodoksluk yerine Yahudilik ya da Müslümanlıktan birini seçmesi halinde olayların nasıl gelişeceğini düşünmek çok ilginçtir. Herhalde öteki dinlerden birinin seçilmesi Rusya’nın gelecekteki kültürel ve Siyasal gelişimini çok büyük ölçüde etkilerdi. İslamiyetin kabulü Rusya’yı Arap kültürünün, yani Asya-Mısır kültürünün çemberi içine alırdı. Cermenlerin önerdiği Katolikliğin kabulü ise, Rusya’yı Latin-Avrupa kültürü içine katardı. Yahudi dini ile Ortodoksluk arasında bir din seçmekle Ruslar hem Avrupa’da, hem de Asya’da bir kültürel özgürlük kazanmış olacaklardı.
Sayfa 151Kitabı okudu
Macarlar, Hazarların müttefiği ve anlaşıldığına göre onların istekli vasallarıdır. Bu durum Hazar güneşinin patlamasından başlayarak böylece sürüp gitmektedir. Yedinci yüzyılın ortalarından dokuzuncu yüzyıla kadar Macarlar Hazar egemenliği altında, Hazar İmparatorluğu’nun halkı arasında yaşamışlardır. Bu süre içinde bütün kavimler birbirleriyle kanlı çarpışmalar yaptıkları halde, macarlarla Hazarlar arasında tek bir çatışmanın bile adı geçmemesi ilginçtir. Macarların don nehrinin batısına geçmek için Hazar Efendilerinden izin almış olduklarını düşünmemiz gerekir. Emirleri altındaki toplulukları bir yerden kaldırıp başka bir yere yerleştirmek göçebe imparatorlukların öteden beri uyguladığı bir yöntemdir. Bu yerleşme yerinde Macarlar, rusların güneydoğuya ve güneye ilerleyişlerini Hazarlar hesabına denetleyebilecek duruma gelmiş oluyorlardı. Özellikle iki olay , macar ulusu üzerinde bir daha silinmeyecek izler bıraktı. Bunlardan birincisi, hazarların Macarlara bir kral vermesi oldu. Bu kral ilk Macar hanedanlılığını kurdu. İkinci olay ise, Hazar kabilelerinin macarlar arasına karışıp onların etnik özelliğini büyük ölçüde değiştirmesidir.
Sayfa 118Kitabı okudu
Reklam
Hazar İmparatorluğu’nun en parlaklığına varması sekizinci yüzyılın ortalarına rastlamaktadır. Ama bu, hazarların iyi şanslarını Yahudiliklerine borçlu oldukları anlamına asla gelmez. Tersine, ekonomik ve askeri bakımdan çok güçlü oldukları için Yahudi olmayı göze alabilmişlerdir.
Sayfa 101Kitabı okudu
Hazarya, gerek sözcük anlamıyla, gerekse mecazi anlamda, haritada kesinlikle var olan bir ülkedir ve bu doğu Yahudiliğinin önde gelenleri için de böyledir. Ama aynı zamanda Hazarlara biraz kuşkuyla bakıldığı, gerek ırk açısından, gerek Karaayitlere benzer bir inancı sürdürmelerlerinden kuşkunlanıldığı için, Yahudi toplumuna kabul edilmedikleri ortadadır.
Gerçekte Hazarların Yahudileşmesi adım adım olmuş gibi görünmektedir. Kral Bula’nın daha melek kendisine gözükmeden önce büyücüleri ve puta tapanları ülkeden kovduğunu zaten biliyoruz. Bundan sonra, tanrının Yahudi mi, Hristiyan mı, yoksa Müslümanların Allah’ı mı olduğunu bilmeden, tanrıla kendi anlasmasini yapmıştır. Böyle olunca, bulanın ve çevresindekilerin Yahudiliği kabul etmesi de, arada atılan adımlardan biri olabilir. Bu insanlar Yahudiliğin yalnızca kutsal kitaba dayanan ilkel halini kabul etmiş, Talmudu, tüm haham literatürünü işin dışında bırakmış olabilir. Bu nokta oldukça önemlidir. Buna göre Hazarların Yahudileşmesi, başlangıçta Siyasal gerekler yüzünden ortaya çıkmış, sonra adım adım gelişmiş bir süreçtir diyebiliriz. Yıllar geçtikçe bu din hazarların zihinlerinin daha derinlerine sinmiş, sonunda devletin yıkılması sırasında meshçilik düzeyine varmıştır. Dinlerine bağlılıkları, devletlerinin yıkılmasından sonra da sürmüş, Rusya ve Polonya’daki Hazar Yahudisi kentlerini oluşturmuşlardır.
Hazar kralı Josef mektubunda kendi halkının kökenini anlatmaya girişir. Çok ateşli bir Yahudi milliyetçisi olmasına, Judah’ın dinine bağlı olmaktan gurur duymasına rağmen, ırk kökenlerini Sam’a ( Yahudiliğe) dayandırmaya kalkışmaz. Hazarların Sam ( Yahudi) soyundan değil, Nuh’un Üçüncüoğlu yafes soyundan geldiğini, daha kesin konuşmak gerekirse, nefin torunu ve bütün Türk boylarının atası olan otogarmanın soyundan geldiklerini anlatır. “Biz Togarma’nın yedinci oğlu olan Hazar’ın soyundan geliyoruz” . Bu satırların açısından en önemli yanı, kutsal kitap ifadelerinin Türk kabile geleneği ile kaynaşlaştırılma biçimidir
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.