Ashis Nandy

Ashis NandyBarbar Denen Ötekiler yazarı
Yazar
6.3/10
4 Kişi
9
Okunma
0
Beğeni
213
Görüntülenme

Ashis Nandy Sözleri ve Alıntıları

Ashis Nandy sözleri ve alıntılarını, Ashis Nandy kitap alıntılarını, Ashis Nandy en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Barbar kimdir?
Barbar kavramı Avrupalılara Eski Yunan’dan miras olarak kalmıştır. Barbaroi den türeyen bu kelimenin asıl anlamı, Yunanca konuşamayan kişi demektir.
Fakat, Hindistan teşebbüsünün kaderini belirleyen şey, Kolomb ile birlikte Atlantik’i geçen, eski dünyanın fikirleri ve akisleri idi.
Reklam
Dünyanın sürekli ve gerçek insanları Hristiyan terimleri ve geleneklerinin kültürel yaşamlarına adapte edilmesiyle yeni bir tarih anlayışının ortaya konulmasında araç olarak kullanıldı.
Bir önceki yüzyılda, Kara Veba salgınının neden olduğu, nüfusun önemli ölçüde azalması Avrupa toplumlarında yükselmekte olan yeni insanlara boş ve geniş araziler bıraktı.
Batı Avrupa’nın modern şeklini alması, Haçlı Seferleri’nin etkisi altında olmuştur. Haçlı döneminin belki de en etkili mirası, Batı düşüncesinde katı dinî geleneksellikle tekdüze hayât arasında kurduğu çözülmesi güç bağdır. Gelenekten kopmak sapıklık, farklı olmak ise afaroz edilmeyi gerektiren bir durum idi. Avrupa veya ötesinde, güvenilir tek vatandaş, Roma Kilisesi'nin emirlerine uygun yaşayan insandı. Bunun ötesindeki bölgeler, vahşiliğin hakim olduğu yerdir.
Birinci Haçlı Seferi, Clermont’ta, 1095 yılının Kasım ayı sonunda Papa Urban tarafından ilân edilmiştir. Bununla birlikte ilk katliam, Müslümanlara karşı değil; Worms, Mainz ve Trier’daki Yahudi topluluklarına karşıydı. Orta Doğu’daki ilk karşılaşma, evvelâ bir Hristiyan şehri olan Antakya’da olmuştu.
Reklam
Eski Yunan bilimi. Roma eğitiminin ve aydın yaşamının temeli idi. Tüm bu külliyat, Yaşlı Pliny (ö. M.S. 79)’nin eserlerinde toplanmıştır. Pliny'nin Historia Naturalias adlı eseri Orta Çağ boyunca sembol bir eser idi (geniş haşiyeli nüshası, Kristof Kolomb’un kütüphanesinde bulunmaktadır). Pliny, bilinen dünyayı 13 kitapta incelemiş;
Bazı insanların Yunanca bilmediklerini söylemek, bunların akıl yetisine sahip olmadıklarını, mantıklı hareket edemediklerini, zihinlerinin yeterince gelişmediğini ve tutkularının önüne geçemediklerini ima etmekte; bunlar, aklı idrak etmelerine rağmen, hakiki bir muhakeme gücüne sahip değillerdir. Barbaroi kavramı, Yunanca konuşmayan tüm insanlara şamildir.
Orta Çağ tarihinin, coğrafyasının, mitinin veya efsanevi seyyahların hikâyelerinin önemi; onların deneysel doğruluğuna veya yanlışlığına değil, bunların gerçekmiş gibi algılanıp ona göre hareket edilmesi yetisine bağlıydı.
Haçlılar, Kudüs’e ulaştığında, Tyre Başpiskoposu William Historia Rerum in Partihus Transıiıarins Gestarum (12. asır)’da şunu yazıyordu: “Karşılaştıkları her düşmanı, hiçbir ayrıma tabi tutmaksızın yere serdiler. Her taraf kan gölüne dönmüştü, her yerde parçalanmış kafa kümeleri vardı, katledilenlerin cesetlerini çiğnemeden bir yerden bir yere yürümek imkânsızdı.
Reklam
Haçlı Seferleri, Aztek başkenti Tenochtitlan’ın harabelerinde meyve veren inanmayanlara karşı geniş ölçekli, uluslararası bir Hristiyan saldın başlattı. Meksika başkentinin ayin merkezî, Hristiyan kiliselerinin, parçalanmayı ve diğer bir medeniyetin hakimiyetine şehadet edercesine yükseltilmesinden önce, yanan bir moloz taşına dönmüştü.
11. yüzyılın sonunda Aziz Augustine’nin eseri olan faal kilise geleneği. dış dünyaya yöneldi. Aziz Augustine, Hristiyan Roma toplumunun medenî temeline geleneksel inancı, yerleştirdi. Luka İncili’ndeki bir bölümü “Onları (Hristiyanlığa) girmeye zorla!” (4:23), kullanarak, onun sapık mezheplere karşı nefreti, Paul Johnson (1978)’un ifade ettiği şekilde yapıcı bir zulüm doktrini oldu. Bu doktrin, Biz ve Onlar arasındaki açık ideolojik çizginin keskin kenarı olup bunun etrafında Batı Medeniyeti’nin Ötekiler’le ilgili varis olduğu tüm izler düzenlenip teşhir edildi.
Kolomb’un Hindistan’ a hep batı istikametinde giderek varma iddiası, onun bir bakıma aydınlanmış olduğu anlamına gelmez. O, sadece küçük bir dünyanın varlığına kararlı bir şekilde inanan birisiydi.
Halk arasındaki yaygın inanışa göre, Kolomb’un denizcileri, Atlas Okyanusu üzerinden oldukça fazla batıya açılırlarsa, düz bir dünyanın kenarından düşebileceklerinden korkmuşlardı.