Müstesna olan eserlere yorum yaparken daima çekinmiş, kendimde o haddi bulmamışımdır. Ama önerirken kendim yazmışçasına gururla önerir, mutlaka okunması gerektiğini söylerim. Gelin Tacı da müstesna eserlerden biri. Eserden bahsederken ‘bu’ sıfatını kullanmaktan bile hâyâ ettiğimi itiraf etmek istiyorum. Çünkü eser sizi böyle derinden etkileyip, sizde böyle bir iz bırakıyor.
İbn Atâullah El-İskenderî (k.s.)’nin Hikem-i Ataiyye eserini senelerdir tekrar tekrar okurum ve Gelin Tacı’nı da ikinci kez okumuş oldum. Okuduğunuzda üstünüze tasavvuf hırkasını almış, maneviyatınız tazelenmiş ve gerçekten her anınızda Cenâb-ı Hakk’ı hissedeceğiniz, tasavvuf başlığı altında ve öğreticiliği doyurucu bir eser.
En etkilendiğim kısım kesinlikle Allah’ın kula sesleniş bölümü oldu. Bu fani dünyada Rabbimiz olmasaydı, kimsemiz olmazdı. O’nun (c.c) varlığı yüreklere şifa, akıllara selimliktir. O’ndan yüz çevirsek, yerini tutacak birini bulamayız. Biz O’nu unutsak, O (c.c) bizi unutmaz.
Hamd ancak âlemlerin Rabbi Allah’adır.
Selâmın en güzeli, elçisi ve ulu önderimiz Muhammed Mustafa (s.a.v)’e olsun.