Ateş İlyas Başsoy

Ateş İlyas BaşsoyYavşaklık Virüsü yazarı
Yazar
6.1/10
77 Kişi
275
Okunma
12
Beğeni
3.270
Görüntülenme
Ucuz kafiyeler pasajında az çorba, bir de küçük iskender söylüyorum, içim geçiyor, içimden neler geçiyor. Canım asansörden çıkarken en çok Sakallı Celal'e sıkılmakta. (virgülün anlam ve önemi) Yani esas ilginç olan Süpermen'in uçması değil de, (uçar uçar kardeşim, adam uzaylı) bir gözlük takınca kimseler tarafından tanınmaması değil mi? Anılar diyorum, bir şeyler... Belli ki çok yücelttiğim, Firuzağa Camii'ndeki musalla taşının önünde konuşan ihtiyarın sözleriyle “estetize" ettiğim şeyler. Bunlar toplanıyor “ben” oluyor. Benler toplanıyor biz oluyor. Beni çıkar, siz oluyor. Çarparsan söz oluyor, bölersen göz oluyor. Ve tüm bunlar vallahi tam olarak böyle oluyor, anlamadıysan rewind'a bas, dur, şimdi play'a bas. Nasıl, haksız mıyım?"
Reklam
Andımız
Andımız kaldırılınca "Gözü yaşlı bir tabu deviren" Bu karar faşizme karşı alınmış bir zaferdir. O kadar yaşlıydı ki "Andımız" kaldırılınca yerine Özgürlüğün Ekolojisi' nin değil, kulhuvallah bir elhamın okutulduğunu göremedi.
En büyük güçlere sahip olsa dahi, vezir de bir piyondur. Ecinniler' de Verhovenski "Miskin muhalifleri ancak şiddet ve korkuyla harekete geçirirsin. Buna cevap olarak Bertrand Russel şu soruyu sorar:"İyi de o zaman karşı çıktıklarından ne farkın kalır? " Verho
Çocukken bize şunu öğretmişlerdi: "Okula giden bir öğrenci, parası olmadığı için okula gidemeyenlere borçlanır. Bu yoksul ülke sana eğitim fırsatı veriyorsa bunu okula gidemeyen kardeşlerine tepeden bakmak için değil, onlara hizmet etmek için kullanmalısın. Ne kadar okusan o kadar daha borçlusun. Profesör olursan, çobanın ayağına kapanmalısın."
Sayfa 189 - Bursa'da bir devrimci mahallesinde...Kitabı okudu
Çünkü hemşerilik doğuşunla ilgili bir şey, kentte yaşıyorsun "doğuşunla değil oluşunla" yer edinmelisin.
Sayfa 91 - AyrıntıKitabı okudu
Reklam
Bir şeyi kazandığını hiç bilmezsen, onu kaybetmiş de olmazsın. Kaybetmek sadece kazananların derdidir.
"Kuralları ben koymuyorum" diyor adam dudaklarında Mona Lisa kıvrımıyla.
İlkokulda gerektiği kadar çalıştı, öğretmenine gereksiz hiçbir şey sormadı, çamaşırlarını katlaması gerektiğini öğrendiği günden beri bu görevi hiç ihmal etmedi. O gerekli olan her şeyi, gerekli olduğu kadar yapan biri. Bunu sorgulamadığını bir kez daha anımsatmaya gerek var mı? Erkek, kronik gereklilik bağımlısı bir hasta olduğunun farkında bile değil, tıpkı yanındaki Kadın gibi. --- Erkek bugüne kadar hep gerekli şeyleri yaptığı halde, Mephisto'da nasıl olmuş da o kadar çok gereksiz laf etmişti? İşte bunu aklı almıyordu. Mephisto çıkışı Galatasaray Lisesi'nin önüne geldiğinde bir ara "Belki bazen böyle şeylere de gerek var" diyerek kendini ikna etmeye çalıştı ama çirkin bir kızla bu tarz bir flörtleşmenin gerekliliğine kendini inandırması mümkün değildi. Erkeklere çirkin kızlara karşı zalim olmaları gerektiği belletilmiştir. --- Ya bu akşam Mephisto'da yaptığı gereksiz davranışlar ve bu davranışlardan aldığı haz, Erkek'i yeni bir döneme; "Gereksiz davranışlar içindeki insan olma" dönemine sürüklerse? Ama o zaman çamaşırları kim katlayacak?
Akran flörtlerin anne olma paniğinde kadınlar, onlarla genç kadınlarla konuştuğun gibi konuşamazsın; genç kadınlara gelince, Erasmus'un da dediği gibi, verdikleri mutluluğun üç misli kahır da getirirler ki, senin pek de güzel olmayan burnun bu kokuyu yıllar önce almış ve halen sızlıyor olmalı.
Reklam
Kırk yaşına merdiven dayamış bir erkeksin. Kadınlarla ilgili birçok şeyi anlamaman doğal, çünkü evrim zincirinde bir basamak geridesin. Ama şu basit gerçeği çoktan öğrenmiş olman gerekirdi: Değil ilk randevularda, daha sonra, çok sonra, defalarca en pornografik seks deneyimlerini yaşadığın kadınlara dahi, durup duruken cinsel çağrışımlı cümleler kurma.
"Gücün yeter mi Kâbe'yi yıkmaya?" dedi imam. O halde bütün mesele güç, öyle değil mi? Seccadelerin yönü, aslında neye tapıldığını göstermiyor mu? İki yaşında çocuğu lösemi yapanın adaletine değil, gücüne tapar insan.
Masada ellisinde bir memur kadın ve yanında oturan ben yaşlarda bir kız vardı; herhalde işe yeni başlamış. Birden ikisinin ne kadar benzediğini fark ettim ve bu içimi acıttı. Yirmi yaşında hayat dolu bir kız ve onun üzüntü, borç, gerginlik dolu geleceği yan yana oturuyor. Bir tür evrim tablosu gibi.
64 syf.
·
Puan vermedi
12 hikayeden oluşan bu kitapta yazar kendi hayatından, kendi işi olan reklamcılığa dair anılarını anlatmış. Örnekler vermiş ve kafa çalıştıran sorular sormuş. Tecrübeleri ile bizi de aydınlatmış oluyor da diyebiliriz. Keyifli okumalar :)
Modern Bir Rahibin İtirafları
Modern Bir Rahibin İtiraflarıAteş İlyas Başsoy · Pegasus Yayınları · 201250 okunma
Zaman geçip, zamanımız azaldıkça sabrımızın artması ilginç değil mi? Hayatın tecrübeleri bir şekilde bizi bilgeleştiriyor.
Resim