Devlet adamlarının konuşma ve icraatlarında, açık veya örtülü, doğrudan veya dolaylı olarak elbette çeşitli fikirler bulunabilir. Bu hemen hemen her ülke ve her tarih dilimi için doğrudur. Ancak kendilerine ait bazı fikirlere sahip olmaları veya başkalarına ait fikirleri tekrarlamaları yahut kullanmaları, devlet adamlarının fikir sistemi geliştirdiğini göstermez. Öyle olsaydı, sayıları binlere ulaşan devlet adamlarının adıyla anılan binlerce fikir sistemi olması gerekirdi. Tarihte iz bırakmış önemli bir askeri ve siyasi lider olarak , Atatürk, kuşku yok ki, çeşitli fikirlere sahipti. Bu fikirlerin bir kısmını sözlerinde bir kısmını icraatlarında yansıttı. Ama bu fikirlerin çoğu ondan önce ve başkaları tarafından geliştirilmiş fikirlerdi. Pozitivizmi, cumhuriyet fikrini, modernleşme fikrini icat edenin Atatürk olduğuna dair bir kayıt ansiklopedilerde yer almamaktadır. Başka bir deyişle, Atatürk bir fikir sistemi kurmuş veya bir fikir sistemine katkıda bulunmuş olan bir kişi olmaktan ziyade bir fikir kullanıcısıydı. Atatürkçü düşünce sistemi diye bir şey hiçbir zaman onun tarafından yaratılmadı.
Tanımlama sorunundan sonra, benim Kemalizmin sistem içindeki yerine itirazımın ana sebebine gelmek istiyorum. Bu sebep, M. Kemal'in yapıp ettiklerinden ve söylediklerinden bağımsızdır ve herkesi ve her dönemi bağlaması gereken genel bir ilkeye dayanmaktadır. Ben, bir faninin, yani bir insanın, bir ülkede, kendinden sonra gelen bütün insanların
(...) Ancak Türkiye'de cumhuriyet fikri muazzam derecede abartılmıştır, halen de abartılmaktadır. Bu abartma çabaları, siyasal sistemlerle ve bu sistemlerin meziyetleri ve kusurlarıyla özel olarak ilgilenmeyen insanların yanıltılmasına yol açabilmektedir. Cumhuriyet fikri ve tatbikatı ne sadece 20. yüzyılda ne de sadece Türkiye topraklarında